Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mevlevi Adab ve Erkanı

Abdülbaki Gölpınarlı

En Yeni Mevlevi Adab ve Erkanı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Mevlevi Adab ve Erkanı sözleri ve alıntılarını, en yeni Mevlevi Adab ve Erkanı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşk u niyâz
Selâm yerine kullanılır. Birisine selâm yollanır, yahut mektupta selâm yazılırken, «Aşk u niyâz ederiz» denir. Hâl - hâtır sorulunca da, Nasılsınız? Diyene, Aşk u niyâz ederiz diye mukabele edilir. Diğer tasavvuf yolların da da vardır; fakat Mevlevilerde olduğu kadar umumi değildir. Şunu da hatırlatalım ki bir Mevlevi, söz arasında «ederim, yaparım, gelirim, gelmem gibi birinci şahsı kullanamaz; çünkü bu, bir benlik ifadesidir. Bunun yerine, ederiz, yaparız, geliriz, gelemeyiz gibi cem i’ sığası kullanır. Aşkolsun diye Aşk vermek, bu söze muhatap olmaya, Aşk almak denir. Meselâ, bir yere gidip hatır sorulması, ona cevap veriliş anlatılırken filân zâta gittik; aşk verdiler, aşk aldık tarzında bir cümle kullanılır.
Yemek yiyene de ayni söz kullanılır. Aşkolsun sözüne karşılık Aşkın cemâl olsun denmesi, bu söze muhâtap olanın, Cemâlin nûr olsun demesi, buna karşılık da, Nû- rûn alâ nûr olsun, karşılığını alması, Bektaşîlikte vardır ve bâzı Bektaşî meşrepli Mevlevîlere de geçmiştir.
Reklam
Su, çay, şerbet gibi bir şey içen kişiye aşk olsun denir.. O da, eyvallah sözüyle baş keserek karşılık verir.
Dergâha, yahut birinin evine giden bir Mevlevi, oturunca, ev sahibi, Mevlevi’ye aşkolsun der. Mevlevi, buna karşılık, niyâz secdesi eder yâni oturduğu yerde, yere ellerini koyup yeri öper.
Mevlevîlikte, her şeye cezbe ve aşkla ulaşıldığı kanaati vardır. Aşk olmayınca meşk olmaz atasözü, Mevlevînin her işinde kılavuzudur. Bu bakımdan aşkolsun sözü, birçok yerlerde kullanılır.
Allah derdini arttırsın
Mevlevîlerde derd, aşk derdidir gerçeğe ulaşma derdidir. Bu bakımdan, her hangi bir nev-niyâz bu maddeye bakım aşka, cezibeye dair bir tezahürde bulunur, ağlar, yanar, yakılırsa, dedesi, yahut şeyhi, yahut ta ululardan, bu hâli gören biri, sâlike bu cümleyle duâ eder.
Reklam
Agâh ol Aklını başına al, kendine gel, düşün ve anla anlamlarına gelir. Uyuyan kimseyi de uyandırırken, bu söz kullanılır, ürkütmemek için yavaşça yatağının yanına gidilir, yastığma hafifçe el ucuyle vurulur, gene yavaşça, âgâh o l erenler denir.
Çelik
Kol uzunluğunda, şahâdet parmağı kalınlığında bir sopadır. Meydanda durur; dedelerin hücrelerinde de vardır. Yolsuzlukta bulunana, meydanda şeyh, yahut aşçıdede tarafından, niyaz vaziyetinde durdurularak ayaklarının, dizden aşağı kısmına birkaç çelik vurulur. Bu, dayak olmayıp ihvân arasında bir te'dîbdir. Dedeler de, îcâb ederse ve bilhassa semâ’ meşkinde, nev-niyazlara çelik vururlar.
Sayfa 149
Züvvâr
Mevlevi mukabelesini görmek, seyretmek, Mevlevi mûsîkıysini dinlemek ve böylece feyz almak, yahut incelemek için gelenlere, ziyaretçiler anlamına, «züvvar» denirdi.
Sayfa 47
On sekiz hizmet
Matbahta, on sekiz hizmet vardı; bu hizmetleri görenler şunlardı: 1) Kazancı Dede. Canların inzibâtından, edep ve terbiyelerinden sorumluydu. Aşçıbaşı gibi bunun da ayrı bir postu vardı; yâni makam sahibiydi. 2) Halîfe Dede. Matbaha yeni girenlere yol, erkân öğretir, onları yetiştirirdi. 3) Dışarı meydancısı. Hücrelerdeki dedelere, Konya’da
Sayfa 46
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.