Mezarın Çağrısı kitabı 8 yıl evvel işlenen cinayetlerle başlıyor. Katil genç kızları türlü işkencelerle öldürüyor ve boş bir araziye gömüyor. Neyse ki çok geçmeden yakalanıp tutuklanıyor ve yıllarca hapse mahkûm ediliyor. Bu sırada maktüllerden bir tanesi polislerin çabasıyla ve arkeolagların yardımıyla bozkırda yapılan kazı esnasında bulunuyor. Diğer öldürülen kızların yerini belirlemek amacıyla katil olay yerine getiriliyor. İşte bundan sonra olaylar sarpa sarıyor. Çünkü katil bu soruşturmada görev alan kişileri gözüne kestiriyor ve çok geçmeden onların izini sürmek için hapishaneden bir şekilde firar ediyor. Düşüyor bizimkilerin peşine. Bu kez kitabı, şimdi bir şey olacak, şimdi bir şey yapacak, kaç ordan, koş, saklan diye diye yüreğim ağzımda okuyup bitirdim. Beckett kitapta eridi bitti, ben de okurken soğuk terler attım. Elbette harika bir finalle de uğurladım canım Hunter’ı. Bu kez ters köşe durumunu daha derinlemesine yani köşelere çarpa çarpa yaşadım.
•
Bu serinin bana kattıkları alışılagelmiş polisiye ve gerilim kitaplarından çok farklıydı. Buradaki mevzu ölüme giden yol değil, ölümden sonrası. İnanılmaz bilgiler öğrendim. Bazı öğrenimlerim aydınlanma noktam oldu diyebilirim. Vakanın yanı sıra adli antropoloji, pataloji ve anatomi öğeleriyle bezeli eğitici birer ders kitabı niteliğindeydiler. Az biraz bu ilime merakınız varsa tam bir doyum yaşayacağınıza emin olun. Size bir şeyler kattığına inandığınız kitapları sevin, bağrınıza basın onları :)
Simon Beckett , asla seri bitmesin istedim! Emeğinize, yüreğine sağlık.. Başyapıt! Kesinlikle kitaplığın en özel yerinde tercih edilmesi gereken... Son olarak kesinlikle net tavsiye, Tek tavsiye! İyi Okumalar 1000k √
