Milletimizde Peygamber Sevgisi

Abdullah Uçar

Milletimizde Peygamber Sevgisi Gönderileri

Milletimizde Peygamber Sevgisi kitaplarını, Milletimizde Peygamber Sevgisi sözleri ve alıntılarını, Milletimizde Peygamber Sevgisi yazarlarını, Milletimizde Peygamber Sevgisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nasıl ki; bir hastanın doktora gitmediğinde veya doktorun verdiği ilaçları almadığında ya da aldığı halde târifesine uygun kullanmadığında, iyileşmediği , şifa bulamadığı zaman doktoru suçlamaya hakkı olmazsa, günümüz müslümanlarının da; Allah ve Resulünün emirlerine tam uymadığında, nehiylerinden kaçınmadığında, huzur ve saadet bulamayıp, yükselip yücelemedikleri için, yüce dinimizi suçlamaya hiç mi hiç hakları yoktur.
Sayfa 32
264 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitap gayet akıcı ve sade bir dille kısa kısa bölümler halinde yazılmıştır.Bölümler halinde yazılması okurun kitap okuma şevkini arttıran bir durum olmuştur.İsminden de anlaşılacağı gibi kitap konu itibariyle milletimizde ki peygamber sevgisini,aşkını ve saygısını anlatıyor.Tabii bazı bölümlerde farklı konular da ele alınmış.Kitabın son kısmı güzel,uzun bir şiir ile bitirilmiş. Benim beğendiğim,yararlı bulduğum bir eser.Herkese tavsiye ediyorum.
Milletimizde Peygamber Sevgisi
Milletimizde Peygamber SevgisiAbdullah Uçar · Konya Matbaası · 20149 okunma
Reklam
Hüsn-ü Hat
Hat san’atı hususunda Müslümanlar,özellikle Türkler çok ileri gitmişler ve ince maharetler sergilemişlerdir.Avrupalı sanatkârlar bizim hat,ebru,tezhib,süsleme sanatlarımıza hayrandırlar.Bizim hat sanatımız gösterilince Picasso:”Resimde varmayı düşündüğüm yere Müslümanlar yazı ile 500 sene önce varmışlar.” demiştir.
Sayfa 185Kitabı okudu
Meşhur Mısırlı âlim Muhammet Gazali,Mescid-i Aksa’nın Yahudiler tarafından işgalinin 25.yılında,1992 de,Kahire’de verdiği bir konferansta şu tespitlerde bulunarak şöyle demiştir:”Asrımıza kadar Kudüs elimizdeydi.Şu bir hakikat ki,Müslümanlar Osmanlı devletine ihânet ettiler.İngilizler Mısırlı gençleri savaşmak için alıyordu.Bir milyona yakın Mısırlıyı(çoğu çiftçi) Osmanlıyı parçalamak için askere aldılar ve Müslüman Türklere karşı onları kullandılar.Türkler perişan oldu.Onlara ihânet edenler,yani bizler bu hıyanetin cezasını Filistin ve Mescid-i Aksa’nın İngilizlerin eline geçmesiyle çok pahalı ödedik.Kudüs ve çevresi elden çıktı.”
Sayfa 133 - Konya MatbaasıKitabı okudu
Ali Ulvi Kurucu rahmetli bir hatırasında kıble ve Kâbe ile ilgili şöyle bir olay anlatır: "Afganistan'ın Suudi Arabistan sefiri, şair bir dostumuz vardı. Cidde'de ikamet eder fakat onbeş yirmi günde bir mutlaka Medine-i Münevvere'ye gelirdi. Kütüphaneye uğrardı, görüşürdük. Bir defasında, Farsça bir şiir yazmış getirdi, okuduk. " Bu kasidenin şah beyti, taç beyti, en güzel beyti sizce hangisidir?" diye sordu... Gösterdim. "Aferin, dedi. Ben de öyle düşünüyordum. Bu beyit beni ağlattı ve hep ağlatacak." Beyitte şair Kâbe-i Muazzama'ya bir sual soruyor ve cevabını alıyordu. Mealen şöyle idi: "Ey Kâbe, niçin senin elbisen siyahtır, niye siyahlar giydin? Böyle niye karalara büründün?" Kâbe cevap veriyor: "Ey şair, benim hâlimi anlayan şair, derdimi soran şair, ben karalar giymeyeyim de kimler giysin? Mekke ahâlisi, sevgilim Muhammed Mustafa(sav)nın kadr ü kıymetini bilemediler. Onu gücendirdiler. O da gidip Medine'ye yerleşti. İştebe bunun için sevgilimden ayrı düştüğüm içine karalar giyiniyorum, matem tutuyorum."