Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İttihat ve Terakki

Milli Mecmua - Sayı 9 (Temmuz-Ağustos 2019)

Milli Mecmua

Milli Mecmua - Sayı 9 (Temmuz-Ağustos 2019) Sözleri ve Alıntıları

Milli Mecmua - Sayı 9 (Temmuz-Ağustos 2019) sözleri ve alıntılarını, Milli Mecmua - Sayı 9 (Temmuz-Ağustos 2019) kitap alıntılarını, Milli Mecmua - Sayı 9 (Temmuz-Ağustos 2019) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hasan Tahsin
1. Dünya Savaşı'nın başlarında yine Teşkilat-ı Mahsusa mensubu olan Osman Nevres adlı şahıs da Bulgaristan ve Romanya'da bazı kişileri takip etmekte görevlendirilmiştir. Osman Nevres, bu görevleri esnasında ve sonrasındaki gazeteciliği esnasında Hasan Tahsin takma adını kullanmış ve İzmir'in işgali esnasında şehit edilmesinden sonra da bu isimle anılagelmiştir.
İttihat ve Terakki'nin içinde yer alanlar cemiyetin kuruluşundan itibaren çok farklı görüşlerde olan kimselerdi. Fakat hepsinin buluştuğu ortak bir payda vardı ki o da Abdülhamit karşıtlığı idi. Ahmet Rıza'nın Meşveret isimli gazetesinde bu konu şöyle geçmekteydi: "Genç Türkiye Partisi, ne bir şahsın ne de bir komitenin malı değildir. O, istibdadın zulmünden doğmuş, cesareti olan herkesin yardımı ile tutunmaya çalışan milli temayüllerin bir bütünüdür. Ona bağlı olanlardan bazılarının çok mutaassıp, diğerlerini pozitivistçi olmaları ne ifade eder? Hepimizin kedisine karşı savaşacağımız bir düşmanımız vardır."
Reklam
İslâmcılar, genellikle Kemalizmi İttihatçılıkla devamlılık içinde düşündüler: ortak payda, pozitivizm-toplum mühendisliği-tepeden inmecilik-batıcılık idi.
... "Jön Türk" adını ilk defa Mustafa Fazıl Paşa kullanmış, Namık Kemal ve Ali Suavi " Yeni Osmanlılar"ın karşılığı olarak benimsemiş, 1. ve 2. Meşrutiyet dönemlerinde ise siyasal muhalefeti tanımlamak için kullanılan bir simge olmuştur.
İttihat ve Terakki içinde Mustafa Kemal'in Enver'le uyuşamadıkları en mühim mesele, askerin politikadan uzaklaştırılmaları konusu olmuştur.
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faal olduğu ve iktidarı elinde bulundurduğu dönem, adeta monarşi yönetiminden cumhuriyete; imparatorluktan ulus devlete geçiş süreci olarak adlandırılabilecek mahiyette bir dönemdir.
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Dönüşümü sağlayacak anahtarın kadınlarda olduğunu gören İttihat ve Terakki Cemiyeti, kadının kamusal alandaki görünürlüğünün arttırılmasını modernizasyon belirtisi, kadın enerjisini kamusal alanda da kullanılır hale getirmeyi ise iktisadî bir gereklilik olarak belirlemiştir.
Unutulmamalıdır ki, Mustafa Kemal (Atatürk) hiçbir zaman İttihat ve Terakki'nin kurucularından olmamıştır. (...) Bu gizli cemiyete, 29 Ekim 1907'de, yani Enver'den bir yıl kadar sonra, 322 sıra numarası ile girişi, 1895'ten ömrünün sonuna kadar daima sevdiği ve güvendiği arkadaşı Ali Fethi (Okyar)'nin davet, ısrar ve rehberliğinde olmuştur.
"Fakat paşam, vaziyet ve şartlar hiçbir zaman 1913'e benzemiyor. O zaman karşımızda Bulgarlar vardı. Ve nihayet geri almamız gereken yer yalnız Edirne'ydi, bugün bütün imparatorluğun hayatı ve mematı mevzu bahistir" demesi üzerine Enver Paşa kararlı bir şekilde "İşi büyütme Hüsamettin Bey. Belki bu safha daha uzun ve daha üzücü olacak, fakat onlar bu devleti ortadan kaldıramayacaklardır. Zira Türk milleti, hele Anadolu Türk'ü kolay kolay istiklalinden vazgeçmez."
...İttihat ve Terakki Fırkası hakkında Atatürk'ün son hükmü şudur: "Kusurları, yanlışları ve zararları olmuştur. Ama vatanseverliği, tartışmaların üstündedir."
Reklam
Atatürk'ün son hükmü şudur: İttihat ve Terakki vatansever bir kuruluştur. Kusurları, yanlışları ve zararları olmuştur. Ama vatanseverliği, tartışmaların üstündedir
Sevk ve İskan kararı, sadece Osmanlı Devleti'nin Ermeni vatandaşlarına yönelik bir karar değildi. Bunun aksine bu karar hiçbir etnik grubu hedef almamış, devlet otoritesine isyan etmiş, düşmanla işbirliği yapan bütün gruplar için uygulamaya konulmuştur. Ancak 1915 yılında isyan eden gruplar içinde en çok sorun çıkaran grup Ermeniler olduğu için haliyle bu grup göçe tabi tutulmuştur.
Sayfa 218Kitabı okudu
İttihatçıların bir yüzü ne kadar Türkçü ise diğer yüzü de bir o kadar İslamcıdır.
Artık Türk milleti ne ağalar saltanatı, ne paşalar hükümeti istiyor. Hakka, hukuka dayanan muntazam bir devlet kurmak emelindedir.
Ittihad ve Terakki
Esir Şehir Üçlemesi'nde taşıdığı umudu Yol Ayrımı'nda yitirmeye başlayan Tahir, Kurt Kanunu' nda mücadelenin kime ve neye karşı yapıldığının pek de öneminin kalmadığı günleri hayal kırıklığını satır aralarına gizleyerek ustalıkla betimler... ... Kurtuluş Savaşını verenler ittihad ve Terakki kadrolarıdır. Kurt Kanununda Cumhuriyet sonrasında İttihadçıların geri plana itildiği ve İzmir suikastı hadisesi bahane edilerek İttihadçı kadroların tasfiye edildiği anlatılır.
Sayfa 183Kitabı okudu
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.