Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büyük Alimler Serisi

Mimar Sinan

Hasan Yiğit

Mimar Sinan Sözleri ve Alıntıları

Mimar Sinan sözleri ve alıntılarını, Mimar Sinan kitap alıntılarını, Mimar Sinan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu şehr-i İstanbul ki bi misli pahadır, Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır, demişlerdi. (İstanbul şehri kadar değerli bir yer yoktur, Bir taşı bile Acem ülkesinden (Safeviler, İran) değerlidir.
Sayfa 79 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Reklam
"Zoru severim, imkânsız zamanımı alır. '
Kılıç Ali Paşa, külliye yaptırmak için Sultan'dan izin istetti. Sultan Üçüncü Murat'ın şakacı bir anına denk gelmiş olmalı ki: "Biz Kılıç Paşa'mıza bütün denizleri vermişiz. O ise demek ki karalara da göz dikmiş ki bizden arsa ister. Vermeyiz. Gitsin külliyesini denize yapsın.” Kılıç Ali Paşa, Sultan'ın bu sözlerine çok alındı. Mimar Sinan'a dert yandı. Sinan: "Sorun değil Paşa'm." dedi; "Biz de külliyeyi denize yaparız." "Dalga mı geçiyorsun Sinan Ağa? Denize külliye mi yapılır?" Mimarbaşı, Tophane binasının hemen altında ölçtüğü yere, donanmanın gemileriyle taş getirtti. Arsayı hazırladı. Denizin doldurulduğunu duyan Sultan Üçüncü Murat, haber gönderdi: "Masrafa girmeyin. Biz onu şaka demiştik." Sinan, doldurulan yerin çok uygun olduğunu Sultan'a izah etti ve külliye dolgu arsaya yapıldı.
Sayfa 86 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Tevazu sahibi insan olmak,
Artık, Sinan(Mimar) yaptığı eserlere kendi üslubunu yansıtıyor, içindeki güzellikleri eserlerinde dile getiriyordu. Çıraklık bitmiş, kalfa olmuştu ama daha usta olduğunu kabul etmiyordu. Söz açılınca: "Ben bu işin kalfasıyım." diyordu; "Daha usta olmadım."
Sayfa 74 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Bugün ise bidonlarla kuyruk gördük...
"Ferhat gibi dağları deldi de İstanbul'a su getirdi. İstanbul susuzluktan kurtuldu."(Mimar Sinan adına)
Sayfa 72 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Haseki, sultanın en yakınında görev yapan, özel seçilmiş asker demekti.
Sayfa 44 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Reklam
Vizyon sahibi mimar olmak
Safevi Devleti ile Osmanlının arası iyi değildi. Safevi Elçisi, Sultan'a bir sandık dolusu para ve mücevher hediye etti: "Yaptıracağınız cami ve külliye için para sorunu yüzünden beklediğinizi duyduk. Şahımız, caminizi yapabilmeniz için bu sandığı gönderdi." Sultan, elçiye çok kızdı. O sırada huzurda bulunan Sinan'a(Mimar) bağırdı: "Sinan Ağa, görürsün neler olur? Elini tez tutasın. Bu sandığı da elçiye verin geri götürsün.' Sinan yalvarır gibi: "Sultan'ım, bağışlayım, bir isteğim var." "Nedir?" "Sandığı vermeyin." Temel atma töreninde, Sinan Ağa, sandığı getirtti. İçindeki mücevher ve altın paraları temellere serptirdi. Böylece, Safevilere, "Sizin paranız bizim temel taşlarımız değerindedir.' demiş oldu.
Sayfa 78 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Mimar Sinan, Sultan Selim'in isteğini gerçekleştirdi. Ayasofya'nın kubbesinden daha genişini yapmayı başardı. Selimiye Camisi için Sinan: "İşte bu cami benim ustalık dönemimin eseridir." diye ustalığını ilan etti.
Sayfa 83 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Kadırgalar hazırlanınca, Paşa, askerleri sahile toplattı: "Askerlerim, Sinan(Mimar) ve arkadaşları, Osmanlının neler yapabileceğini bir kere daha gösterdi. Üç kadırgayı tersanesiz yapıp suya indirdiler. Şimdi karşıya keşif için gidecekler. Sinan'ı ve arkadaşlarını tebrik ediyorum. Sinan, kadırgaların komutasını sana bırakıyorum. Bu görev en çok sana yakışır. Karşıya geç. Keşif yap ve dön."
Sayfa 42 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
"Sınırda/Komşuda ne işimiz var? "demedi mesela...
Doğudan şikayetler artınca, Sultan Süleyman, Vezir-i Azamı İbrahim Paşa'yı çağırdı: "Doğu'da Şah Tahmasb rahat durmuyor. Ona haddini bildirmek, Doğu sınırlarımızın güvenliğini sağlamak zorundayız. Ordunun başına geç. Tahmasb'a dersini ver. Sınırlarımızda güvenliği sağla "Emredersiniz Sultan'ım!" İbrahim Paşa, zaten sefer için hazır bekleyen ordunun başına geçti. 1534'te Tebriz'i ele geçirdi. Tahmasb, İbrahim Paşa ile savaşmayı göze alamadığından,Tebriz'in ele geçirilmesi çok da zor olmadı. Kanuni Sultan Süleyman da emrindeki birliklerle Irak üzerine yürüdü. Hiç savaşmadan Bağdat'a girdi. Bağdat, çok güzel bir şehirdi.
Sayfa 36 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Reklam
"Bu bir devlet geleneği... Böyle devam etmeli. Seferin yeri belli olursa, düşmanlar hazırlık yapabilir."
Sayfa 27 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Süleymaniye Cami
Cami ve külliye binalarının yapımı hızla devam ediyordu. Sinan, gecesini gündüzüne katmıştı. Her şeyle ilgileniyor, en küçük ayrıntı üzerinde duruyordu. Sesin rahat duyulabilmesi için, uygun yerlere küpler yerleştirdi. Böylece koca salonun her yerinden vaizin konuşması duyulabilir duruma geldi. Camide, kandil ve mum yakılacaktı. Kandil ve mumlar yakılınca is çıkarırdı. İsin caminin içini karartmaması için isi tavanda toplayacak is odası yaptırdı. Bu odada toplanan is, çok kaliteli siyah mürekkep olarak kullanılıyordu. Akrep, yılan, gibi zararlıların içeri girmesini engellemek içinse avizeler arasına devekuşu yumurtaları yerleştirtti. 1550'de başlayan külliyenin yapımı, 1557'de bitti.
Sayfa 79 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
“Allah yoluna cenk edelim, şan alalım şan! Kur’an’da zafer vadediyor Hazret-i Yezdan.”
Sayfa 22 - maviçatı yayınlarıKitabı okudu
“Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar bulunmaz...”
Sayfa 37 - maviçatı yayınlarıKitabı okudu
“Mimar bulursun ama Sinan bulamazsın, Sinan bulsan Sultan Süleyman bulamazsın.”
Sayfa 74 - maviçatı yayınlarıKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.