Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mitler, Rüyalar ve Gizemler

Mircea Eliade

Mitler, Rüyalar ve Gizemler Sözleri ve Alıntıları

Mitler, Rüyalar ve Gizemler sözleri ve alıntılarını, Mitler, Rüyalar ve Gizemler kitap alıntılarını, Mitler, Rüyalar ve Gizemler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kurbanlarınızın sayısı çokmuş. Bana ne?" diyor Rab: "Yakmalık koç sunularına, besili hayvanların yağına doydum; boğa, kuzu, teke, kanı değil istediğim." "Huzuruma geldiğinizde, Avlularımı çiğnemenizi mi istedim sizden?" "Anlamsız sunular getirmeyin artık; Buhurdan iğreniyorum. Kötülük dolu törenlere, Yeni Ay, Şabat Günü kutlamalarına. Ve düzenlediğiniz toplantılara dayanamıyorum." "Yeni Ay törenlerinizden, bayramlarınızdan nefret ediyorum. Bunlar bana yük oldu, Onları taşımaktan yoruldum... Elleriniz kan dolu. Yıkanıp temizlenin. Kötülük yaptığınızı gözüm görmesin. Kötülük etmekten vazgeçin, iyilik etmeyi öğrenin. Adaleti gözetin, zorbayı yola getirin. Öksüzün hakkını verin. Dul kadını savunun."
İlkel insan sadece başlangıçla, yaratılışta gerçekleşen şeyle ilgileniyordu: Onun için uzak geçmişte insanın kendisinin veya başkalarının başına gelenler çok da önem taşımıyordu.
Reklam
Modern toplumların hastalıklarının ve krizlerinin, bu toplumların kendilerine uygun bir mitolojiden yoksun olmaları ile bağlantılı olduğu bile ileri sürülmektedir ki bu çok doğru bir yaklaşımdır.
"Dil, doğal deneyimi aşan her şeyi bu deneyimden ödünç alınmış terimlerle ifade etmeye çalışmaya mecburdur."
Sayfa 139 - Dinler Tarihinde Güç ve Kutsallık/Kutsalın TezahürüKitabı okudu
"Her bakımdan mitolojik bir tutumu açığa vuran, ama aslında insan olma koşuluyla bağlantılı olan Zaman'a karşı direnme, modern dünyada pek çok şekilde karşımıza çıksa da onunla öncelikle vakit geçirme, eğlenme - oyalanma biçiminde karşılaşırız. (...) Çalışmanın dünyevileşmesiyle birlikte "Zaman'a düşüş" başlar. İnsan kendisini yalnızca modern toplumlarda Zaman'dan kaçamadığı günlük işinin tutsağı hisseder. İş saatlerinde artık vakit öldüremediği için boş vakitlerinde Zaman'dan kaçmaya çalışır: Dolayısıyla, modern uygarlık tam da bu nedenle inanılmayacak kadar çok oyalanma, vakit öldürme biçimi icat eder. Başka bir deyişle, sanki her şeyin düzeni büsbütün tepetaklak olmuş, geleneksel toplumlardaki halinden eser kalmamış, tersine çevrilmiştir, çünkü geleneksel toplumlarda oyalanma, vakit öldürme diye bir şey neredeyse hiç yoktur; sorumluluk gerektiren bütün işler zaten "Zaman'dan kaçış"tır. (...) "Zaman'a hapsolma" çalışmanın dünyevileşmesiyle ve dolayısıyla varoluşun mekanikleşmesiyle birlikte karmakarışık hale gelir -- örtbas edilmesi çok zor bir özgürlük kaybı ortaya çıkar ve kolektif düzlemde geriye kalan tek kaçış yolu oyalanma veya vakit öldürmedir."
s. 38, 39 / Modern Dünyanın Mitleri / Doğubatı Yay. Çev. Cem SoydemirKitabı okudu
"... göğe yükselme simgeciliği daima "kilitli" veya "taşlaşmış” bir durumdan kurtulmaya, bir varlık tarzından diğerine geçişi olanaklı kılan bir kopuşa, kısacası "hareket" özgürlüğüne, bulunulan durumu değiştirme özgürlüğüne ve koşullandırıcı sistemi geçersiz kılma özgürlüğüne gönderme yapar."
Sayfa 132 - Göğe Yükselme ve "Uyanıkken Görülen Rüya" SimgeciliğiKitabı okudu
Reklam
İnsanlar başlangıçta Yeryüzü'nün en derin dölyatağında yaşıyorlardı. Bir gölden veya bir pınardan yüzeye çıktılar; başka geleneklere (örneğin Mandaulara) göre bir sarmaşıktan tırmanarak çıktılar ya da (Navajolara göre) bir kamıştan tırmandılar. Bir Zuni mitinin anlattığına göre, başlangıç zamanında "Savaşan İkizler" bir gölden yeraltı dünyasına düştüler. Orada "buharımsı ve kararsız" bir halkla karşılaştılar, katı bir beslenmeleri yoktu ve sadece yiyeceklerin "buharı ve kokusuyla" yaşıyorlardı. Bu insanlar İkizlerin katı yiyecekler yediklerini görünce dehşete kapılmışlardı, çünkü yeraltı dünyasında bu tür yiyecekler yenmezdi ve atılırdı. İkizler birçok serüvenin ardından tekrar yeryüzüne dönerler ama yanlarında belli sayıda yeraltı insanını da götürürler, bugünkü insanlık işte bu yeraltı insanlarının soyundan gelmektedir. Mite göre, "görünmez bağı" kesilene kadar yeni doğanın sadece "nefes almak” dışında beslenmemesinin nedeni budur: Ancak bundan sonra süt içmeye, çok hafif gıdalarla beslenmeye başlar ama bunda bile çok zorluk çeker.
Modern insanın endişesini doğurup besleyen Hiçliğin keşfidir.
Sayfa 266
Dünyanın sonu asla mutlak değildir; daima arkasından baştan yaratılmış yeni bir dünya gelir.
Sayfa 275
Birçok kültürde babanın ikincil bir rol oynadığını biliyoruz; sadece çocuğu meşrulaştırır, ona bir tanınma sağlar.
117 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.