Kutsal Kitaplardan Hollywood Filmlerine Mitoloji ve Hikayeler

Mitolojinin Gücü

Joseph Campbell

En Yeni Mitolojinin Gücü Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Mitolojinin Gücü sözleri ve alıntılarını, en yeni Mitolojinin Gücü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ruhun Üç Dönüşümü
Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt eserindeki bir "kıssa”da ruhun üç dönüşümü olarak adlandırdığı şeyi tanımlıyor. Birincisi bir deve, bir gençlik ve çocukluk kıssası. Deve dizlerinin üstüne çöker ve "Üzerime yük koyun" der. Bu, sorumluluk dolu bir hayat yaşayabilmek için toplumun sizden almanızı istediği eğitim ve bilgilerin alındığı itaat mevsimidir. Ama devenin yükü fazlalaşınca ayağa kalkar ve çöle kaçar, orada bir aslana dönüşür -taşınan yük ne kadar ağırsa aslan da o kadar güçlü olacaktır. Şimdiyse aslanın görevi bir ejderhayı öldürmektir ve ejderhanın adıysa "Yapmalısın”dır. Bu pullu canavarın her bir puluna "yapmalısın" sözü kazınmıştır. Bazıları dört bin yıl önce, bazılarıysa sabah gazetede gördüğümüz manşetlerde kazınmıştır. Deve, yani çocuk, "yapmalısın”lara uymak zorundayken aslan, yani genç, bunlardan kurtulmalı ve kendi farkındalığına ulaşmalıdır. Ejderha, tüm "yapmalısın”ları yenilmiş halde, kesin olarak öldüğünde aslan kendi doğasından dışarı çıkan bir çocuğa dönüşür, tıpkı zorla milinden çıkarılan bir tekerlek gibi. Artık uyulacak kural yoktur. İçinde bulunduğumuz toplumun tarihsel gereksinimlerinden ve ödevlerinden türetilmiş kurallar yok, sadece çiçek açmış safi bir hayatı yaşama dürtüsü var.
Sayfa 201Kitabı okudu
The Hero with a Thousand Faces
Tüm dinlerin kurucuları benzer arayışlara çıkmışlardır. Buda inzivaya çekilip ölümsüz bilgeliğin ağacı olan bo ağacının altında oturmuş ve orada 25 yüzyıl boyunca tüm Asya'yı aydınlatacak olan bir aydınlanmanın alıcısı olmuştur. Vaftizci Yahya tarafından vaftiz edildikten sonra İsa, 40 gün boyunca çölde kaldı ve mesajını, o çölden döndüğünde getirmişti. Musa dağın zirvesine çıktı ve on emir tabletleriyle geri döndü.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
Kahramanın Macerası
Yalnız başına maceraya çıkma riskine girmemize gerek yok çünkü tüm zamanların kahramanları bizim yerimize bunu yapmışlar. Labirent baştan sona biliniyor. Tek yapmamız gereken kahramanın izlediği yolu izlemek. Nefreti bulmayı beklediğimiz yerde Tanrıyı bulacağız. Bir başkasını öldürmeyi düşündüğümüz yerde kendimizi öldürmüş olacağız. Dış dünyaya seyahat ermeyi düşündüğümüz yerde kendi varlığımızın merkezine geleceğiz. Yalnız olduğumuzu düşündüğümüz yerde tüm dünya bizimle olacak.
Sayfa 163Kitabı okudu
Sanskritçe'de aşkınlık okyanusuna atlama yeri olan kıyıyı anlatan üç kelime vardır: Sat, Chit, Ananda. Sat varlık demek. Chit, bilinç demek. Ananda ise mutluluk ya da mest olma demek. Herkesin kendi derinliği, deneyimi ve kendi Sat-Chit-Ananda'sı ile tamasa geçme konusunda bir kanısı vardır. Mutluluğunuzun peşinden gittiğiniz zaman kendinizi, aslında hep orada var olan ve sizi bekleyen bir yola sokuyorsunuz; yaşamanız gereken hayat, yaşadığınız hayat oluyor. Nerede olursanız olun mutluluğunuzun peşinden gidiyorsanız, her zaman o canlanmanın, içinizdeki o hayatın tadına varırsınız.
Sayfa 160Kitabı okudu
Batıdaki en büyük sapkınlıklardan biri İsa'nın "Ben ve Baba biriz" dediği zaman telaffuz ettiği sapkınlıktı. Bunu söylediği için çarmıha gerilmiştir. Ortaçağlarda, İsa'dan dokuz yüzyıl sonra, büyük bir Sufi "Ben ve maşukum biriz" dedi ve o da çarmıha gerildi. Çarmıha giderken şöyle dua etti: Allah'ım bana öğrettiğin şeyi bu insanlara da öğretseydin, bunu bana yapmayacaklardı. Bana bunu öğretmeseydin, başıma bu gelmeyecekti. Sen ne eylersen güzel eylersin." Bir başka Sufi ise "Bu katı topluluğun işi, aşağılama ve ölüm yoluyla Sufi'ye Tanrı'yla bir olmak istediğini vermektir." demişti.
Sayfa 156Kitabı okudu
The Way of the Animal Powers
Görünmeyen Gücün hayvan elçileri artık ilkel dönemlerde olduğu gibi insanlığı eğitmek ve ona rehber olmak için gelmiyor. Ayılar, aslanlar, filler, dağ keçileri ve ceylanlar artık hayvanat bahçelerindeki kafeslerde. Artık insan, keşfedilmemiş ovalar ve ormanlardan oluşan bir dünyaya yeni gelmiş biri değil ve en yakın komşularımız vahşi hayvanlar yerine, ateştopundan bir yıldızın etrafında durmaksızın dönen bir gezegenin üzerinde mülk ve mekan peşinde çekişen insanlar. Ne beden ne vücut olarak artık, bedenlerimizin ve zihin yapımızın şeklini yine de yaşamlarına ve yaşam biçimlerine borçlu olduğumuz Paleolitik milenyumların o av yarışlarının olduğu dünyada yaşamıyoruz. Onların hayvan elçilerinin anıları, hâlâ içimizde uyuyor olmalı; çünkü vahşi doğayla buluştuğumuz zaman kısa bir süreliğine uyanıp kıpırdanıyorlar. Dehşet içinde uyanıp kükrüyorlar. O harika resimlerin olduğu mağaralardan birine girdiğimiz zaman da, bir tanışıklık hissiyle yine uyanıyorlar. O mağaralarda transa dalmış şamanlar için içerideki o karanlık neyse, geceleri, uykumuzda ziyaret ettiğimiz aynı karanlık bizim de içimizde olmalı.
Reklam
717 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.