Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Okan Yavuz

Okan Yavuz
@Okannyavuz
132 syf.
·
Puan vermedi
Küçük Şeylerin Felsefesi
Küçük Şeylerin FelsefesiFrancesca Rigotti
7.2/10 · 53 okunma
Reklam
Yaşamak için bir sebebiniz varsa her şeyle baş edebilirsiniz. Anlamlı bir hayat, zorluklar içinde geçse de son derece tatmin edici olabilir, buna karşılık anlamsız bir hayat da ne kadar konforlu olursa olsun korkunç olabilir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kelimelerden hayali gerçekler yaratabilme becerisi, çok sayıda yabancının etkili bir işbirliği yapabilmesini sağlarken, bunun ötesine de geçti. Geniş çaplı toplulukların işbirliği mitlere dayandığından, farklı hikayeler anlatarak, yani mitleri değiştirerek insanların davranış biçimleri değiştirilebilirdi. Mitler uygun koşullarda hızlı bir şekilde değişebilir. 1789’ da Fransız nüfusu, neredeyse bir gecede kralların tanrısal gücü mitine inanmayı bırakıp halkın egemenliği mitine inanmaya başladı.
Etkili hikayeler anlatmak kolay değildir; zorluk hikayeyi anlatmakta değil, herkesin hikayeye inanmasını sağlamaktadır. Tarihin büyük kısmı şu soru etrafında döner: Birileri milyonlarca insanı tanrılara, milletlere veya sınırlı sorumlu şirketlere inanmaya nasıl ikna eder? Bu başarıldığında Sapiens'e olağanüstü büyük bir güç verir, çünkü bu milyonlarca yabancının ortak bir hedef uğrunda işbirliği yapmasını ve birlikte çalışmasını sağlar
Reklam
Bir maymunu, ölümden sonra gideceği maymun cennetindeki sınırsız muzla kandırarak elindeki muzu vermeye asla ikna edemezsiniz.
"Sevgi nedir?" diye sordum. Beni kendine doğru çekti ve o güne dek atışlarını hiç fark etmediğim kalbimi işaret ederek "Burada" dedi. Sözleri kafamı çok karıştırmıştı çünkü o güne kadar ellerimle dokunmadığım hiçbir şeyi anlayamıyordum. Elindeki menekşeleri kokladım ve yarım yamalak sözcüklerle ve işaretlerle, "Sevgi çiçeklerin tadı gibi midir?" anlamına gelebilecek bir soru sordum. "Hayır" dedi öğretmenim. Biraz daha düşündüm. Güneş üstümüzden ısıtıyordu bizi. "Sevgi bu değil mi?" diye sordum, bize sıcaklığını gönderen güneşe doğru elimi uzatıp "Sevgi bu değil mi?" Sıcaklığıyla her şeyi büyüten güneşten daha güzel bir şey olamazmış gibi görünüyordu bana. Fakat Bayan Sullivan başını salladı. Öğretmenimin sevgiyi gösterememesi bana tuhaf geliyordu. Güneş bütün gün bulutların ardındaydı ve birkaç kez yağmur boşalmıştı. Fakat aniden güneş güneye özgü ışığıyla aydınlatmıştı her yeri. Tekrar sordum öğretmenime: "Bu sevgi değil mi?" "Sevgi güneş ortaya çıkmadan önce gökyüzünde duran bulutlar gibidir." diye cevapladı. "Bulutlara dokunamazsın, biliyorsun; ama yağmuru hissedebilirsin, çiçeklerin sıcak bir günün ardından bu yağmurla nasıl da mutlu olduklarını görebilirsin. Sevgiye de dokunamazsın ama her şeyin üstüne kondurduğu o tadı hissedersin. Sevgi olmadan mutlu olamazsın, otun bile oynamak istemezsin." Aklım gerçeğin bu güzelliğiyle doldu. Benim ruhumla başkalarının ruhları arasında görünmez çizgiler olduğunu hissedebiliyordum artık.
Böylece artık Mısır'dan çıkmış, Sina Dağı'nın eteklerine gelmiştim. Kutsal bir güç ruhuma dokunmuş, ona bir görüş kazandırmıştı. Pek çok mucize vardı önümde. Kutsal dağdan bir ses duydum: "Bilgi; sevgidir, ışıktır, görmektir."
Eğer bir gün bile görebilmişsek, "gün bizimdir, günün bize gösterdikleri de."
Yeniden doğmak için insanın kendindeki bazı şeyleri ölüme terk etmeyi bilmesi gerek. Kuş, sağlıkla parlayan yeni tüylere karşılık yıpranmış tüylerini dökerken böyle yapar. Bu, onun için yaşamsaldır: Tüyleri mükem­mel durumda değilse uçamaz. Bizim için de böyledir.
Reklam
Evrenin ve Dünyaların Sonsuzluğu Üzerine
En iyi felsefe, insanın içindeki en mükemmel yönü ortaya çıkaran, kişiyi daha tanrısal bir hayat sürmeye yönlendiren ve doğanın hakikatine en yakın olandır. Giordano Bruno
Evrenin ve Dünyaların Sonsuzluğu Üzerine
Tanrısallığı kendi dışımızda aramamak gerektiğini açıkça söylemeliyiz çünkü o bizim yanımızdadır daha doğrusu bizim içimizin derinliklerindedir. O, bize bizden daha yakındır. Giordano Bruno
420 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.