Christa Wolf’un 1990’ların başında gittiği Los Angeles’da yaşadıklarından başlayarak, II. Dünya Savaşı sonundan Berlin Duvarı’nın yıkılışına kadar olan dönemi içeren, kendi hayatını anlattığı çok katmanlı, bilinç akışı ile yazılmış son romanı Melekler Şehri.
ABD’ye gelme sebebi hem mentoru hem de çok yakın arkadaşı Emma’nın soğuk savaş yıllarında zorluklarla mektuplaştığı, ABD’ye sığınan arkadaşını bulmaktır; fakat elinde ‘L’ nin yazdığı birkaç mektup dışında bir şey yoktur. Berlin Duvarı’nın yıkılması ve iki Almanya’nın birleşmesi sonucu ortaya çıkan Stasi belgelerinde kendini ismini görmek yazarı hayatını sorgular bir duruma getirmiştir. Bu ruh durumu içinde Christa Wolf, hem komünist hem de gerektiğinde muhalif bir yazar olarak, II Dünya Savaşı sonrası Doğu Avrupa’yı ve Komünizmi anlatıyor. Bunun yanı sıra Komünizm ve Soğuk Savaş sonrası, ABD ve dünya tarihi ile ilgili bilgiler verip, öngörülerde bulunuyor.
Doğu Avrupadaki siyasi iklimi birinci elden okumak, Brecht, Anna Seghers, Thomas Mann gibi yazarlarla ilgili anekdotları öğrenmek zevkliydi. Daha önce Christa Wolf okuyup tarzına aşina olanlar rahatlıkla okuyacaktır. İlk defa okuyacaklar için alışmak zaman alabilir.
