Siyaset ve tarih biliminde praxis felsefesinin gündeme getirdiği temel yenilik, sabit, değişmez (doğaldır ki bu kavram, dinsel düşünce ve aşkınlıktan türemiştir) ve soyut bir «insan doğası» olmadığının; tersine insan doğasının, tarihsel olarak belirlenmiş, yani, belirli sınıflar içinde, filoloji ve eleştirinin yöntemleriyle soruşturulabilecek, toplumsal ilişkilerin bütünü olduğunun kanıtıdır.