Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Günümüz Türkçesi ile

Modern Türkiye'nin Doğuşu

Bernard Lewis

En Eski Modern Türkiye'nin Doğuşu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Modern Türkiye'nin Doğuşu sözleri ve alıntılarını, en eski Modern Türkiye'nin Doğuşu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Osmanlı toplumunda etnik bir tabir olan "Türk" pek az kullanılmıştır. Başlangıçta bu sözcük Türkmen göçerler için genelde dışlayıcı, küçümseyici bir anlamda, zamanla da Türkçe konuşan cahil ve görgüsüz Anadolu köylüsü anlamında kullanıldı. Bu ifadenin bir Osmanlı beyefendisi için kullanılması ciddi bir hareket anlamına gelirdi."
Sayfa 4
"Paranın değer kaybetmesi, devletin ve askerliğin gitgide artan masrafları, memuriyet makamlarının satılması ve vergi tahsilatı işinin mültezimlere ihale edilmesi; bunların hepsi diğer Akdeniz ülkelerinde ve onların komşularında da iyi bilinmektedir ve bu şartlar devletler üzerinde gittikçe daha da yoğunlaşan yapıcı etkileriyle yeni bir kapitalist ve yatırımcı [banker] sınıfın yükselişine katkıda bulunmuştur."
Sayfa 45
Reklam
Avusturya İmparatorluğu elçisi Busbecq, "matbaa kullanmaya ya da meydan saati dikmeye bir türlü ikna olmazlar, zira Kitab'ın, yani kutsal kitabın, tab edildiğinde [basıldığı taktirde] artık Kitab olmaktan çıkacağını ve hayatlarına meydan saati girerse müezzinlerinin kudretinin ve eski dinsel ayinlerinin bundan dolayı zayıflayacağını düşünürler." "Ateşli silahlar makbuldü, çünkü onlar İslamiyet adına kafirlere karşı Kutsal Savaş'ta [Cihat] işe yarıyordu; matbaa ve saat makbul değildi, çünkü böyle bir amaca hizmet etmiyorlardı ve İslam'ın toplumsal dokusuna zarar verebilirlerdi."
Sayfa 59
Fransız İhtilali
"İyi teşkil edilmiş hürriyetin kurumlara, temsil yeteneği olan bir hükümete, kanunun hakimiyetine ihtiyacı vardı ve sonuç olarak bütün bunlar laik (seküler) bir otorite ve laik (seküler) bir kanun külliyatını içermekteydi. Bu da bir zamanların şer'i hukuk ulemasından ve mutlakiyetçi idare unsurlarından tamamen farklı, yeni bir hukukçu ve siyasetçi sınıf anlamına geliyordu."
Sayfa 77
Fransız İhtilali
"En fazla söylenebilecek olan Fransız Devrimi olayların, dünyanın geri kalanından önce çok etkili bir biçimde bu fikirleri taşıyıp getirdiği ve Fransız Cumhuriyeti hükümetinin bunları ilk deneyen ve öğreten hükümet olduğudur."
Sayfa 103
II. Mahmud'un Merkezileşme Politikası
"Kaynağı ister verasete, geleneğe, âdete ya da halkın desteğine veya bir topluluğun rızasına dayansın, hiç ayrım yapılmaksızın bu iktidar türlerinin hepsinin ortadan kaldırılması gerekiyordu ve İmparatorlukta yegane iktidar kaynağı olarak padişah kalmalıydı. Dolayısıyla II. Mahmud, Rumeli ve Anadolu'daki seferlerine devam etti, birçok bölgede kendi merkezi hakimiyetini yeniden kurmayı başardı. Sonunda onu başarısızlığa uğratan tek kişi Mısır'da Mehmed Ali Paşa olmuştur."
Sayfa 125
Reklam
Günlük Gazetenin Doğuşu
1840'ta çıkarılmaya başlanan ve ilk resmi olmayan gazete unvanı taşıyan Ceride-i Havadis, William Churchill tarafından kurulmuştu. Birçok yeniliği beraberinde getiren bu gazete, ilk günlük gazete unvanını da taşıyor. Gazetenin, günlük gazete olmasındaki sebep ise, 1860'ta Tercüman-ı Ahval'in kurulmasıydı. Ünlü tarihçi Bernard Lewis'in bu konu hakkında yazdığı satırlar; "Churchill bu meydan okumaya gazetesini haftada beş gün yayınlanan bir günlük gazete haline getirerek karşılık verdi. Bir süre iki yayın arasında sert bir rekabet yaşandı. Ancak çok geçmeden bu yeni haftalık gazete bazı sorunlar yaşamaya başladı."
Sayfa 203
Genç Osmanlılar'ın Dayandığı Kaynaklar
"Genç Osmanlılar'ın fikirleri açık biçimde türetilmiş fikirlerdir ve dayandığı kaynakları tespit etmek kolaydır. Kurumsal altyapı Montesquieu'nun hukuk felsefesi, Rousseau'nun siyaseti, Smith ve Ricardo'nun iktisadından almıştır."
Sayfa 235
Jön Türkler'in Başarıları
"İmparatorluğun başkentinin daha etkili bir idareye kavuşması için yeni bir belediye teşkilatı kuruldu. Şehirdeki kamu hizmetinin kapsamlı biçimde gelişmesini sağlayan dinamik bir kamu çalışma programı yapıldı. Jön Türkler Türkiye'ye meşruti bir hükümet kazandırmayı başaramamış olsalar bile İstanbul'a kanalizasyon sistemini kazandırdılar.
Sayfa 309
Lausanne Antlaşması
"Barış konferansı 20 Kasım 1922'de Lausanne'de başladı. Antlaşmanın nihayet 24 Temmuz 1923'de imzalanışına kadar aylarca süren sayısız diplomatik münakaşa yaşandı. Türkiye için en başat önemi, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde olan toprak parçasının neredeyse tamamında Türk egemenliğinin tam ve bölünmemiş biçimde tekrar kurulması oldu. Aynı zamanda uzun yıllar boyunca bir aşağılma ve boyunduruk sembolü olarak öfke kaynağı olan kapitülasyonlar kaldırıldı. Böylece Türkiye, Birinci Dünya Savaşı'nın yenik devletleri arasında kendi yıkıntısı içinde yeniden ayağa kalkmayı başarabilen tek ülke oldu. Galip güçlerin kendisine dayattığı barış şartlarını reddetmiş ve kendi şartlarını kabul ettirmişti. Lausanne Antlaşması, özünde Türk Milli Misakı'nca öngörülen taleplerin uluslararası ölçekte tanınması anlamına geliyordu."
Sayfa 343 - Arkadaş Yayınları
Reklam
Falih Rıfkı Atay'a Göre Mustafa Kemal ile Enver Paşa
"Enver'in özelliği cüret, Mustafa Kemal'in özelliği basiretti. Mustafa Kemal 1914'te Harbiye Nazırı olsaydı, devleti Birinci Dünya Savaşı'na sokmazdı. 1922'de Enver, İzmir'e girmiş olsaydı, o hızla döner, Suriye ve Irak üstüne yürür, kazanılanı da kaybederdi."
Sayfa 344 - Arkadaş Yayınları
958 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.