Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Modern Türkiye'nin Oluşumu

Feroz Ahmad

Modern Türkiye'nin Oluşumu Gönderileri

Modern Türkiye'nin Oluşumu kitaplarını, Modern Türkiye'nin Oluşumu sözleri ve alıntılarını, Modern Türkiye'nin Oluşumu yazarlarını, Modern Türkiye'nin Oluşumu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kemalistler, Mart 1920'de, İstanbul'un müttefiklerce işgalini, Osmanlı Devleti'nin de facto sonu olarak değil, Kemalistlerin ''birinci ulusal yılı'' olarak betimledikleri yeni bir dönemin başlangıcı olarak gördüler. Bu ilk adımın tamamen yeni bir toplumun kurulmasına götüreceği umuluyordu. Böyle bir toplum için, tıpkı Fransa'daki devrimcilerin yeni bir Fransız insanı yaratmak zorunda kalmaları ve Bolşeviklerin yeni bir Sovyet insanı ya da sosyalist insan yaratma sürecinde olmaları gibi, kendilerinin de, ''Osmanlıdan çok farklı bir Türk tipi'' yaratmak zorunda olduklarını biliyorlardı.
Kemalistler sınıf çatışmasına karşıydılar; çünkü bu, her ikisini de geliştirmeye çalıştıkları kapitalizmi ve burjuvaziyi engelleyecekti. Bu nedenle işçi sınıfı örgütlerinin yanı sıra, yerli komünizmin ve sosyalizmin belirtilerini amansızca ezdiler. Kemalistler komünizmin enternasyonalist yönlerini de onaylamıyor ve bunu zaman geçtikçe daha militan ve kapalı hale gelen kendi ulusçuluklarına yönelik bir meydan okuma olarak görüyorlardı.
Reklam
Monarşi ve Halifelik bir parlamento eylemiyle feshedilebilirdi. Ancak bu kurumların tehdidinden tamamen kurtulmak için, bunları güçlendiren fikirlere ve faaliyetlere karşı yıllarca mücadele etmek gerekecekti.
İttihatçı hükümetin çöküşünden sonra subayların çoğu, Türkiye'nin hakları için verilen mücadeleye önderlik edeceği umuduyla Sultan'ı izlediler. Vahdettin'in Britanya ile iş birliği yaptığını ve Anadolu'nun bölünmesine razı olduğunu gördüklerinde sadakatleri Mustafa Kemal'in önderlik ettiği ulusalcı davaya doğru yön değiştirdi. Ordunun tahta sadakati ittihatçıların yurtseverliği temel alan siyasetiyle zayıflatılmıştı; savaş sonrası Türkiye koşullarında ordu, doğal olarak geleneksel hanedan kimliğinden çok yurtsever-ulusalcı kimliği tercih etti.
Yüzyıllardır zayıflamakta olan kent, Türk yönetimi altında eski ihtişamını ve yüceliğini yeniden kazandı (Feroz Ahmad günümüz İstanbul'u için ne düşünüyordur acaba? :).
Sayfa 33 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Bir hükümetin yasallığı iktidara geliş biçiminde değil, onun anayasaya, basın, ordu ve üniversite gibi kurumlara olan saygısında yatıyordu.
Sayfa 154 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“2. Abdülhamit orduyu siyasallaştırdı ve kendi düşüşüne zemin hazırladı. Hakediş ilkesini ortadan kaldırdı ve görevlileri kişiliğine gösterdikleri sadakat temelinde en yüksek görevlere terfi ettirdi.”
Sayfa 14
Mustafa Kemal, okuryazarlığın kişiyi insanlaştıracağına ve bu nedenle okuma yazma öğreterek kişileri insan haline getirmenin, deyim yerindeyse, ulusal bir görev olduğuna inanıyordu.
Sayfa 101Kitabı okudu
Osmanlı yönetimi altında, ulusalcılığı ilk benimseyen halk Sırplar oldu. Onları, bir ulusal mücadele veren ve 1829'da bağımsızlıklarını kazanan Yunanlılar izledi.
426 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.