Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Moğol Kurdu

Homéric

Moğol Kurdu Gönderileri

Moğol Kurdu kitaplarını, Moğol Kurdu sözleri ve alıntılarını, Moğol Kurdu yazarlarını, Moğol Kurdu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- ...Güzelliğin, gücün, zenginliğin benim için hiçbir değer taşımıyor, gökteki kuşlara gıpta etmediğim tek bir gün bile yok. Uçacağım... - O zaman ben de yırtıcı bir kuş olurum. - Ben de bir göle dalarım. - Olta iğnesi olurum. - O zaman bir tane olmak için ölürüm, renksiz ve pırıltısız, rüzgârla giderim. - Ve yolun sonunda gagama girersin, çünkü horoz olurum. Yeter! Bana aitsin ve seni mezarıma götüreceğim.
Yılların geçiş tasviri absh
Kerulen ve Onon arasında mevsimler geçti, bebeler doğdu, yaşlılar Tengri'nin altında ruhlarını teslim etmek üzere sessizce gitti. Bazen hayvanlara yem oldular, bazen de torunlarından gırtlaklarına koyun kuyruğu tıkarak kendilerini boğmalarını istediler.
Reklam
Çok mantıklı
Yıldırımın toprağı vurmasından daha kısa bir sürede Anda durumu kavradı. Bütün erkeklerin toplanmasını buyurdu, tüm askerler karşısına geldiğinde savaşçıların kabile ve boylarına göre ayrılmalarını istedi. İsteği yerine getirildiğinde bağırdı: - Birbirinize teker teker bakın, sizden olmadığını sandıklarınızı da yanınızdan uzaklaştırın. Ayırımın sonunda kağnı tekerinden daha da yüksek birkaç Tatar çocuğu bulundu. Yetim oldukları için canları bağışlanmıştı.
Mavi Göl buzlu ve soluk bir tülün gerisinde saklandı. Bazen geceleri, buzun kırıldığını, suyun derinliklerinden giz dolu soluklar geldiğini duyuyorduk.
Suçigil ormandaki guguk kuşu gibidir. Onun avcının aklını karıştıran ötüşüne kanma.
Sözünü bitirirken de "Ördek yavrusu kartal yuvasında da büyüse pençeleri olmaz" dedi.
Reklam
Temuçin
Baban uzakta, Tatarları kılıçtan geçiriyordu. Dokuzuncu gün, yurdun keçesini kaldırdı ve seni kollarına aldı. O zaman yumruğunu açtın, avcundaki kararmış kan pıhtısını gösterdin. Bu göklerin bir işareti değil miydi? Baban bir Tatar reisini yenmiş, yüreğini koparmıştı. Sana onun adını verdi, Temuçin, Demirci, kadar güçlü olan.
- Kim bu süvari? diye sordu Börte. - Beyinsiz boğa gibi gidişine bakılırsa, kardeşim Kasar'dan başkası değil. Sabırsız. Şuna bakın, dişi sidiğinin kokusunu almış büyük bir kaplana benzemiyor mu?
- Dağlar Tengri'nin eşiği, sevgilisidir. Soluğuyla durmaksızın onları okşar, yamaçlarını kazır, başlarını beyaz taçlarda süsler. Toprağı onlar aracılığıyla döller. Arzudan simsiyah olunca, memelerini örter, bağırsaklarını aydınlatır, tohumlar, kalçalarını besler, ayaklarını yıkar. Tüm dünya çöle dönüşseydi, tüm topraklar cılk yaraya kesseydi, hayat hâlâ dağlarda soluklanırdı, çünkü dağlar sadece ruhlar için bir kutu değil, Tengri'nin mesajlarını bıraktığı bir yerdir. İhtiyarların ölecekleri zaman Tengri'nin mesajları başkalarınca bilinmesin diye dağlara uzanmalarının nedeni de bu değil mi?
Offf son cümle var yaaa...
Atınla yekvücut oluşunu ve sessizce düşmana yaklaşışını gördüm. Bozkırın, rüzgârın, taşların, göğün,ve hayvanların bir parçası olarak avını durduruşunu gördüm. Antilop avlarken senin nasıl antiloplaştığını izledim. Ördeğe çektiğin ok, erkek ördek gibi gidiyor. Bozkurt gibi, sana saldırmayanı gırtlaklamadın, sen bana lazım olan kurtsun!
Reklam
Malum partili kardeşlerimden beklediğim performans
Vurulmuş yetmiş hayvanı saydık, daha fazla zaman kaybetmeden parçalayıp, hâlâ sıcak ciğerlerini ve yüreklerini ısırdık. Kadınlar yanımıza geldi. Temuçin Börte'ye ve anasına birer tas kan sundu. Onlar kanı içerken hizmetkârlar, alışık ve usta hareketlerle hayvanların iç organlarını ve değerli kanını kırbalara ve işkembelere dolduruyordu. Sonra, Bozkır Ruhu'nun kızı için birkaç değerli parça bırakıp, yolumuza devam ettik.
Bir moğol duası
Temuçin yere uzandı ve toplantıyı sonuçlandırdı: - Ey, Bozkır'ın Kızı! Uykumuzu ziyaret et, atlarımızı koru, aletimizi sıvazla!
Ne aşklar var bee...
Bundan birçok dolunay önce, Curçet ülkesinde annenin ünlü bir şaman olduğu bir at yetiştiricisi ailesi yaşıyordu. Yeni doğmuş bir taydan daha yüksek olmayan ve adı Eşkin Adım olan bu kadın, dev gibi bir adam olan Kuru Tezekle evliydi. Kocasına yirmi bir çocuk doğurmuştu.
Tokuduk
Sonra... Sonra sonsuz mavi gök ve yeşillik, bozkır, toprağı bütün tümsekleri sadece bize kaldı. Havayı yarıyorduk; rüzgâr ıslık çalıyor, sırtımızdan haykırıyordu; atımın toynaklarından, toprağın, bütün esrarıyla şakaklarımda vurmasını duydum: tokuduk, tokuduk, tokuduk, tokuduk! Yoncalı tepeye varana kadar. Atımın boynunu okşadım: tatlı atım, ipeksi savaşçım.
”Köpek suyu içerken gürültü çıkarır” demişti arkadaşım, "korkunca havlar, darbe alınca da inler. Oysa kurt suyu sessizce emer, ay ışığında aşkını ulur, ölüm karşısında şikâyet etmez. Boynuna bir ip bağlanmasını asla kabul etmez, özgürlüğünü pazarlık konusu etmektense ölmeyi yeğler.”
175 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.