Ebedi Fecre Doğru

Muhabbet ve Marifet

Osman Nuri Topbaş

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Yarın diyenler helak oldu."
Sayfa 261 - Yüzakı Yayıncılık, İstanbul 2006
İmam Gazâli -rahmetullâhi aleyh- buyurur ki: "Dünyada marifet zevkine varamayan, ahirette müşahede tadını alamayacaktır. Kişi dünyada kazanıp bedelini ödeyemediği bir şeye ahirette nasıl sahip olabilir ki?!... Burada herkes neyi ekmişse ahirette onu biçecektir. Herkes yaşadığı gibi ölecek ve öldüğü gibi dirilecektir. İşte dünyada mârifete, yani Hakk'ı tanıyıp mûcibince amel edebilmeye ne kadar muvaffak olmuş ise, âhirette O'nun nimetine o derecede nâil olacaktır."
Sayfa 44 - Yüzakı Yayıncılık, İstanbul 2006
Reklam
"Halk, idarecilerinin üslubu üzeredir."
Sayfa 312 - Yüzakı Yayıncılık, İstanbul 2006 (Hadis-i Şerif)
Seyrânî
Olduysa yok iken bu mekan, kendi kendine, Ey usta, yükselirdi şu han, kendi kendine!.. Damlarda diktiğin bacalar söylüyor sana, Nâr olmadan tüter mi duman, kendi kendine Devrâna dön diyen yüce fermanı görsene, Hiç şaşmadan döner mi cihan, kendi kendine? Bir kez bıraksa öylece bir bağı bahçıvan, Buğdaydan ayrılır mı saman, kendi kendine?
Sayfa 132 - Yüzakı Yayıncılık, İstanbul 2006
Ona göre insan, bütün muhtevasıyla bir ormana benzer. Nasıl ki ormanda domuzundan tilkisine, bülbülünden kargasına, çiçeğinden böceğine her çeşit güzel ve çirkin mahlûkat varsa, insanın derûnunda da bunların hepsi, gizli veya âşikar aynı şekilde huy ve ahlak olarak mevcuttur. Yani insanın içi güzellik ve çirkinlikler meşheridir. Ve insana verilecek değer de, içindeki güzellikleri ilahi güzelliklerle buluşturup yeşertebildiği ölçüde gerçekleşir. İlahi olanın özü de Kur'an-ı Kerim'dir. Nitekim Hazret-i Mevlana'nın insanlara değer verişi daima bu pencereden tahakkuk etmiştir. Şöyle ki: Devrin kıymetli hafızlarından Hafız İshak Efendi, Hazret-i Mevlana'yı ziyarete gelmişti. Mevlana Hazretleri, büyük bir ihtiramla ayağa kalktı ve onu baş köşeye, üste buyur etti. Sonra da şöyle buyurdu: "Kuran-ı Kerim'i nasıl aziz tutmak, rahle ve kürsülerin üzerine koymak lazımsa, Kuran'ı kalbinde taşıyan hafızları da o şekilde aziz tutmak ve baş köşeye, üste oturtmak lazımdır. İçinde Kur'an'ın nuru bulunan bir gönül, cehennemin yüzünü görmez. Bir kağıt parçasına Kuran'dan bir ayet yazılı olsa bile ateşe atılmaz. Kalbinde bütün bir Kur'ân yazılı olan bir gönül cehenneme atılır mı?" Bu değer verişin ve müjdenin feyz ü bereketi ile şehrin bütün hafızları Mevlana'ya talebe oldular.
Sayfa 34 - Yüzakı Yayıncılık, İstanbul 2006
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.