Meciül Beşir Li Eclit Tebşir

Müjdelerle Gelen Elçi

İsmail Hakkı Bursevi

En Eski Müjdelerle Gelen Elçi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Müjdelerle Gelen Elçi sözleri ve alıntılarını, en eski Müjdelerle Gelen Elçi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalpler dirilince yüzler de dirilir.Çünkü her kap içindekini sızdırır.Bundan dolayı müjdelenen kimsenin yüzünde mutluluğun belirtisi görünür. Zira kalbi sevinçle dolan kişi, hâlini gizlemeye muktedir olamaz. Bir hadiste “Gece namazı çok olanın, gündüz yüzü güzel olur.” buyrulmuştur. Demek ki namaz kılan kul için gecenin yarısı, göğsündeki kalp gibidir.
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- İsa aleyhiselamın müjdesi, İbrahim aleyhiselamın ise duasıdır.
Reklam
Her asırdaki kavmin elçisi, doğrulamak üzere resulün dini üzeredir. Her asrın deccali de kesinlikle deccalin yolundan giden kimsedir. Resul ancak kalbin risaletiyle resul olur. Deccal de aynı şekilde nefis hevasına tabi olmakla deccal olur. “Şeytan ancak nefsine tabi olmakla şeytan olmuştur /” sözü ne kadar da doğrudur. Nitekim nefis, deccallerin aslıdır. O bütün asırlarda mevcuttur. Öyleyse resul kavramına enfüste ve afakta hidayet ehli dâhil olur. Deccale de heva ehli dâhil olur.
Evlat,babasının sırrıdır; çocuktaki bütün mana babasındadır.
Mezkur açıklamalardan anlaşıldığı üzere ruhlar ister cisimlerle alakalanmasından önce olsun ister sonra olsun, boşlukta yer kaplamazlar. Çünkü boşlukta yer tutmak, yerde ve mekânda bir şey olmaktan ibarettir. Bir mekânda olduğu zaman onun üzerine zaman cereyan eder. Muhakkak ki sen ruhlar âleminin zamandan soyutlanmış olduğunu bilmektesin. Ancak Allah Teâlâ'nın “O, her an yeni bir ilahi tasarruftadır.”“ kavliyle işaret edilen an, bundan hariçtir. Keza ruhlar için bu âlemde mutlak manada ne kesif ne de latif hiçbir cisim yoktur. Ancak ruhlar, ayn-ı harici âleminde cesetlerden ayrıldıktan ve yakınlık hükmüyle ulvi makamlardan bir makamda yer ettikten sonra cesetler süretine bürünmüştür. Bu, o ruhun soyutlanmasını ve yer tutmamasını geçersiz kılmaz. Velhasıl bütün ruhların hakikatinde boşlukta yer tutmak yoktur. Ancak onlar için cesetlerin süretine bürünmek vardır. Mirac gecesi Nebi'nin -sallallahu aleyhi ve sellem- Hazreti Musa'yı -aleyhisselâm- kabrinde namaz kılıyorken ve altıncı kat semada vaktin âni, ilahi, dehri ve birbirinden ayrı olmaksızın görmesi buna delalet etmektedir. İşte bundan dolayı miracın tayy-ı zaman ve tayy-ı mekân kabilinden olduğu söylenmiştir.
Muhakkak ki risalet, şeriatlar ve hükümler itibariyledir. Risaletin meydana gelmesi, hususi olarak taayyün etmesinin meydana gelmesine bağlıdır. Allah'tan haber vermek ise böyle değildir. Çünkü Allah'tan haber vermek hususi olarak taayyüne bağlı değildir. Bilakis bu ruhlar âleminde de hâsıl olur. Bundan dolayı Hazreti Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-(Ben Resul idim...) değil, “(Ben nebi idim...) buyurdu. Çünkü eğer resul olsaydı O'ndan -sallallahu aleyhi ve sellem-bilfiil bütün emirler ve nehiyler hâsıl olurdu. Ruhlar âlemi için, emirler âlemi denmiştir. Çünkü orada nehiy yoktur. Nitekim ruhlar âlemi bir madde ve müddet olmaksızın yalnızca ilahi emirdir.
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.