Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mumun Alevi

Gaston Bachelard

Mumun Alevi Gönderileri

Mumun Alevi kitaplarını, Mumun Alevi sözleri ve alıntılarını, Mumun Alevi yazarlarını, Mumun Alevi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Pervane, mumun alevine kendini attığında, kurban etme töreni gürültülüdür; kanatlar çatırdar, alev yeniden canlanır. Düşçünün kalbinde yaşam sanki çatırdıyor gibidir. Güvenin teni ne kadar ipeksi olursa, ölümü de o kadar az gürültülü olur. Sessizce uçar, kendisini yutan aleve kıyısından bucağından dokunur. Büyük düş gören bir düşçü için olay basit olduğu ölçüde yorumlar ileriye gider. C. G. Jung bu dramı “Güvenin Ezgisi” başlığı altında açıklamak için başlı başına bir bölüm ayırmıştır. Jung, şizofren olan ve incelemesi “Ruhum başkalaşımları” ilk baskısına çıkış noktası olmuş Bayan Miller’ın bir şiirini anar. … işte güvenin ezgisi böyledir, şizofren bunu terennüm eder: “ Yer solucanı olarak bilincimin ilk uyanışından itibaren sana ulaşmaya özlem duyuyorum. Ben bir krizalitken yalnızca seni düşlemiştim. Çok sayıda hemcinsim, senden yayılan cılız bir kıvılcıma doğru uçarken genellikle telef oluyor. Bir saat daha geçecek ve benim naçiz varlığım sona ermiş olacak. Ama son çabam da, tıpkı ilk arzum gibi, senin yüceliğine yaklaşmaktan başka bir şeyi hedeflemeyecek. İşte o zaman, bir an vecde erişerek seni hayal meyal görür ve mutlu ölmüş olurum, çünkü güzellik, sıcaklık ve yaşamın kaynağını bir kez bile olsa olanca görkemiyle seyretmiş olurum.”
… mumun alevinin karşısında duran uyanık kişi artık okumaz. Hayatı düşünür. Ölümü düşünür. Alev geçici, eğreti ve zindedir. Bu ışığı bir esinti yok eder; bir kıvılcım yeniden yakar. Alev kolay doğum ve de kolay ölümdür. Hayatla ölüm burada gayet iyi bağdaştırılabilir. Hayatla ölüm, kendi imgeleri içinde, tam karşıttır. Varlık ve hiçlik üzerine diyalektiklerini basit mantık üslubunda sürdüren filozofların düşünce oyunları, doğan ve ölen ışık karşısında dramatik biçimde somutlaşır. Ama daha derinden hayal kurulduğunda, hayat ile ölüm arasındaki düşüncenin bu güzel dengesi yitip gider. Bir mum düşçüsünün yüreğinde şu sönme sözcüğü nasıl da çınlar! Sözcükler kökenlerini bırakıp gider ve yabancı bir hayatı, basit karşılaştırmaların tesadüfünden ödünç alınma bir yaşamı yeniden yaşarlar kuşkusuz. Sönmek fiilinin asıl öznesi hangisidir? Hayat mı mum mu? Metaforlaştırıcı fiiller en kuraldışı, en acayip özneleri eyleme geçirebilir. Sönmek fiili herhangi bir şeyi öldürebilir; bu bir gürültü olabileceği gibi bir kalp de olabilir, sevgi kadar öfke de olabilir. Ama asıl anlamı, ilk anlamı öğrenmek isteyen, bir mumun ölümünü hatırlamalıdır. Mitoloji bilginleri, gökyüzünün gösterileri içinde ışığın dramlarını okumayı bize öğrettiler. Ama bir hayalperestin odasındaki aşina nesneler evren mitleri halini alır. Sönen bir mum, ölen bir güneştir. Mum gökteki yıldızdan bile daha yavaş ölür. Fitil boynunu büker, kararır. Alev afyonunu kendisini saran gölgenin içinden alır. Ve alev ölür; uykuya dalarak ölür.
Reklam
Küçük ışığın (mumun alevi) hülyaları bizi aşinalıklarımızın tavan arasına götürecektir. Sanki içimizde öyle karanlık köşeler vardır ki, buralar ancak titrek ışıklara izin vermektedir. Duyarlı bir yürek kırılgan değerlerden hoşlanır. Bu yürek mücadele eden değerlerle, dolayısıyla karanlıklara karşı mücadele eden cılız ışıkla arasında bir bağ kurar, yakınlık kurar. Dolayısıyla küçük ışık'a dair tüm hülyalarımız günümüz yaşamında psikolojik bir gerçekliği korumaktadır.
"Titiz biçimde geliştirilmiş bir kitap karşısında duyulan gerilimde, zihin kendini yeniden ve yeniden kurar. Düşüncenin her dönüşümü, düşüncenin tüm geleceği, zihnin yeniden inşası içinde bulunur."
Sayfa 125 - SonsözKitabı okudu
"Tek başına, geceleyin, bir mumun aydınlattığı bir kitapla baş başa -kitap ve mum: zihnin ve gecenin ikiz karanlığı karşısında ışığın ikiz adacığı."
Sayfa 70 - Mum Karşısındaki Düşçünün YalnızlığıKitabı okudu
pervanenin aleve söylediğidir ...
"..bilincimin ilk uyanışından itibaren sana ulaşmaya özlem duyuyorum. Ben bir krizalitken yalnızca seni düşlemiştim. Çok sayıda hemcinsim, senden yayılan cılız bir kıvılcıma doğru uçarken genellikle telef oluyor. Bir saat daha geçecek ve benim naçiz varlığım sona ermiş olacak. Ama son çabam da, tıpkı ilk arzum gibi, senin yüceliğine yaklaşmaktan başka bir şeyi hedeflemeyecek. İşte o zaman, bir an vecde erişerek seni hayal meyal görür ve mutlu ölmüş olurum, çünkü güzellik, sıcaklık ve yaşamın kaynağını bir kez bile olsa olanca görkemiyle seyretmiş olurum."
Sayfa 64 - Mum Karşısındaki Düşçünün YalnızlığıKitabı okudu
Reklam
"Alev yalnızdır, doğal olarak yalnızdır, yalnız kalmak ister. Onsekizinci yüzyıl sonunda, bir alev fizikçisi, iki mumun alevlerini yan yana getirmeye boş yere uğraşmıştı: mumların fitillerini yan yana koymuştu. Ama iki yalnız alev, büyüme ve yükselme sarhoşlukları içinde, birleşmeye yanaşmıyor ve her biri, en ucunda inceliğini koruyarak, dikeylik enerjisini koruyordu. Fizikçinin bu "deney"inde, yanmak için birbirlerine yardım etmeye boş yere çabalayan tutkulu iki yüreği temsil eden sembollerin akıl almaz felâketi vardır!"
Sayfa 54 - Mum Karşısındaki Düşçünün YalnızlığıKitabı okudu
"Ocaktaki ateş, közleri karıştıran kişiyi oyalayabilir. Uzadıkça uzayan bir ateşin karşısındaki insan, odunun yanmasına yardım edebilir, (...) Ama mum tek başına yanar. Hizmetkâra ihtiyacı yoktur."
Sayfa 54 - Mum Karşısındaki Düşçünün YalnızlığıKitabı okudu
"Mumun alevi, belleğin hülyalarına seslenir. Bize, uzak anılarımızın içinde, yalnız başımıza geçirdiğimiz uyanık gecelerin koşullarını geri verir. Ama tek başına kalmış, yalnız alev, hayalperestin yalnızlığını şiddetlendirir mi, yoksa onun hülyasını teskin mi eder? İnsan yanında birinin olmasına öyle ihtiyaç duyar ki, demiş Lichtenberg, yanan mumun karşısında kendini daha az yalnız hisseder."
Sayfa 53 - Mum Karşısındaki Düşçünün YalnızlığıKitabı okudu
"Yalnızlığım çoktan hazır Onu yakacak olanı yakmaya." Louis Émié, Le nom du feu [Ateşin Adı]
Sayfa 53 - Mum Karşısındaki Düşçünün YalnızlığıKitabı okudu
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.