Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

En Eski Münacat Sözleri ve Alıntıları

En Eski Münacat sözleri ve alıntılarını, en eski Münacat kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evet, Ebed'inin sadık dostu, ebedi olacak.
Sayfa 28 - SözlerKitabı okudu
Evet camid, şuursuz bulut, âb-ı hayat olan yağmuru, muhtaç olan zîhayatların imdadına göndermesi, ancak senin rahmetin ve hikmetin iledir. Karışık tesadüf karışamaz.
Reklam
.... bu kadar ehemmiyet, bu hadsiz masraf, bu nihayetsiz tecelliyat-ı Rububiyet, bu gayetsiz ihsânat-ı ilahiye, elbette ve herhalde, bu kısacık ve hüzünlü ömre ve bu karışık kederli hayata, bu belalı ve fâni dünyaya sığışmaz. Belki, ancak başka ve ebedi bir ömür ve bâki bir dâr-ı saadet için olabildiği cihetinden, âlem-i bekâda bulunan ihsânat-ı uhreviyeye işaret, belki şehâdet ederler.
Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünyada, kâti bir yâkin ile anladım ki, hâliktir gider ve fânidir ölür. ..
Hususan benim gibi nefs-i emmâreyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır.
Reklam
Hem fezadaki hava, o kadar hakîmâne vazifelerde istihdam ve bulut ve yağmur, o kadar alîmâne faydalarda istimal olunur ki, her şeye ihata eden bir ilim ve her şeye şamil bir hikmet olmazsa, o istimal, o istihdam olamaz.
Hem hava, su, nur, ateş, toprak gibi hiçbir unsur yoktur ki, şuursuzluklarıyla beraber, şuurkârâne mükemmel vazifeleri görmesiyle, basit ve istila edici, intizamsız, her yere dağılmakla beraber, gayet muntazam ve mütenevvi meyveleri ve mahsulleri hazine-i gaybdan getirmesiyle, senin birliğine ve varlığına şahadeti bulunmasın.
Hususan meyvelerin bediî bir surette etleri çok muhtelif, sanatları çok acip, çekirdekleri çok harika yapılarak, o yemek tablalarını ağaçların ellerine verip ve nebatların başlarına koyarak zihayat misafirlerine göndermek cihetinde, lisan-ı hâl olan tesbihatları , zuhurca lisan-ı kâl derecesine çıkar.
Reklam
Ya İlâhena! Hem, sen azizsin; izzet ve azamet sahibisin. Biz zilletimize bakıyoruz; üstümüzde bir izzet cilveleri var. Demek senin izzetinin âyinesiyiz.
Sayfa 135 - Yeni Asya NeşriyatKitabı okudu
Hem, sen Hayy-ı Bâki’sin. Çünkü biz ölüyoruz. Ölmemizde ve dirilmemizde bir daimî hayat verici cilvesini görüyoruz.
Sayfa 135 - Yeni Asya NeşriyatKitabı okudu
Ve bu bağlandığım meftun olduğum şu dar-ı dünya da, kat’î bir yakîn ile anladım ki, hâliktir gider ve fânidir ölür. Ve bilmüşahade, içindeki mevcudat dahi, birbiri arkasından kafile kafile göçüp gider, kaybolur.
Sayfa 126 - Yeni Asya NeşriyatKitabı okudu
Hususan, benim gibi nefs-i emmareyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır. Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur.
Sayfa 127 - Yeni Asya NeşriyatKitabı okudu
371 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.