Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Münteha'l Medarik

Saidüddin Fergani

En Yeni Münteha'l Medarik Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Münteha'l Medarik sözleri ve alıntılarını, en yeni Münteha'l Medarik kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaratılmışların idrak ettiği her var olanda doğuştan gelen bir ilim vardır; pay aldığı varlığın Hak olan tek Varlığa ait olduğuna dair bir ilim. Aynı şekilde her var olanın bir dili vardır; bununla kendisine gelen varlığa hamdederek, O'nu tesbih ve takdis eder; yine bu dille aslını ve Var edenini, yani cevâd olan taşmış varlığı çoklaşma, çeşitlenme ve başkalaşmadan, aynı şekilde O'nun Zâtî Varlığının aynında bir ortak olmasından tenzih eder.
Sayfa 969Kitabı okudu
duyular on tanedir, bunlardan beşi zâhirîdir: 1. İşitme duyusu; aleti ve kavrayıcısı kulaktır, kavradığı şeyler de seslerdir. 2. Görme duyusu; kavrayıcısı gözdür, kavradığı şeyler de renkler, ışıklar ve şekillerdir. 3. Koklama duyusu; kavrayıcı aleti burundur, kokuları kavrar. 4. Tatma duyusu; ağız ve dille kavrar, kavradığı şeyler tatlardır. 5. Dokunma duyusu; kavrayıcısı bedenin tüm derisidir. Yumuşak ve sert gibi dokunulabilecek her şeyi kavrar. Duyulardan beş tanesi de bâtınî duyulardır; 1. Ortak Duyu/el-hissü'l-müşterak; beynin ön tarafında bulunur. 2. Hayal; ortak duyunun hemen arkasında bulunur ve ortak duyunun kasasıdır (ondan gelenlerin deposu). Zira ortak duyu, kavradığı zâhirî duyu verilerini hayale gönderir ve o da bunları hayâlî bir sûrete dönüştürüp saklar. 3. Vehim; hayalin yerinin hemen arkasında bulunur. 4. Müfekkire; beynin ortasında bulunur. Bu yetiye mütehayyile de denir, zira bu yeti kendisine verili delilleri öncül yapıp, bunlardan çıkarsama yapmada aklı kullandığı için "müfekkire (düşünen, akıl yürüten)"; hayal yetisinden yardım alan vehmi kullandığı için de "mütehayyile" diye adlandırılır. 5. Bellek/ez-zakira/ hatırlayıcı); beynin arka tarafında bulunur. Hayal yetisinin ortak duyunun kasası olması gibi bu yeti de müfekkirenin/mütehayyilenin kasasıdır.
Sayfa 897 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
Reklam
Şair 'el-'akâik' kelimesiyle emir ve yasağa dayalı, şer'i mükellef kılma hükümleriyle yapılan sınamanın oklarını murat etti. Zira 'el-kaik kelimesi akikat kelimesinin çoğuludur, bu kelime de cahiliye döneminde kullanılan bir okun adıdır. O dönemde bir kabileden biri öldürüp katili de bir başka kabileden çıkarsa kabileler arası savaş başlarmış. Ancak savaşmadan önce bu “akîkat” dedikleri oku göğe fırlatırlarmış, eğer ok kana bulanmış olarak geri gelirse kısasa kısas isterlermiş, ama ok temiz geri gelirse sakallarını Sıvazlar ve diyet yoluyla barışa razı gelirlermiş; sakal sıvazlamak barış işaretiymiş. Derler ki ok her zaman temiz dönermiş. Bu oka itizar oku da denir, çünkü temiz dönerek kabilelerin barışına bahane, neden olur
Sayfa 793Kitabı okudu
İbn Sebu' şöyle diyor: "Yerde gölgesinin çıkmaması O'na has özelliklerdendir. O'nun güneş ışığında da ay ışığında da gölgesi yoktur. Çünkü O, bizzat nurdur, güneşin ve ayın nurları O'nun nurundandır."
Sayfa 680Kitabı okudu
Ey aşka itaat yöresindeki dayanıklılığım! Katlan, katlan ki her büyük zayıflık, bitkinlik benden geçip gitsin! Beytin Şerhi Anlam: Diyor ki; ey gücüm takatim! Sevgili makamının yöresindeki tüm büyük belalara ve sevgili makamının yol açtığı tüm acılara, hastalıklara, sıkıntılara ve fenâlıklara katlan! Böylece bendeki ve benim tüm yeti ve zerrelerimdeki şu zıtlık, başkalık, mahsus olma ve parçalılık hükümlerinin ve yine şu emellerin izleri silinsin.
Sayfa 532 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
Aşk senden, yani senin nefsinden, ruhundan ve bedeninden unsurlardan ve karşıt maddelerden doğmuş çeşitli bileşiklik mertebelerinin kalınlığını inceltip bu yükü hafifletince sen, bahçelerde esip geçen yelden daha ince, daha latif hale geldin. Artık [bu ruhundaki, nefsindeki ve bedenindeki, unsurlardan gelmiş] yoğunluklar, kalınlıklar senin hükmün altındadır, onlar senin üzerinde söz sahibi değil sen onlar üzerinde söz sahibisin.
Sayfa 470 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
Reklam
ibadetime döndüm ve ona bağlandım, yani şeriatin emir ve yasaklarının mahremiyetini lekeledikten, sınırlarına tecavüz ettikten sonra tekrar onlara boyun eğmeye yöneldim. Beni onlara riayetten alıkoyan meşguliyetim yüzünden meydana gelen lekelemeden, sinir aşmadan vazgeçerek artık (emredileni] yapma ve [nehyedilenden] kaçınma şeklindeki boyun eğmenin her türüne geri döndüm.
Sayfa 435Kitabı okudu
"sona varmak başa dönmektir"
Sayfa 406 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
وما أنا بالشَّاني الوفاة على الهوى - وشأني الوفا تأبى سواه سجيني Aşkına ait arzunda ölmeyi kötüleyecek değilim. Benim özelliğim vefadır, zâti ahlakım bundan başkasına izin vermez.
Sayfa 233 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
وجانب جناب الوضلِ ، هيهات لم يكن - وها أنتَ حتي ، إن تكن صادقاً مُتِ Bana kavuşmayı [istemekten] uzak dur, vazgeç! Sen böyle [bu hayatta] diriyken sana kavuşmak yok, hatta kavuşma sana ne kadar da uzak! Eğer sadıksan [sözünü yerine getir de] öl
Sayfa 229 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
Reklam
Aşkının yolunda, bedenimin dışına, organlarına, yetilerine bulaşan kötü acılar ve büyük zararlar da beni hedefimden döndüremedi. Tersine ne zaman aşk bela ve eziyetini artırsa ben de tahammül mülkümü berkittim ve aşktaki, özlemimdeki kararlılığı artırdım
Sayfa 140 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
Küllü zenbin leke mağfurun siva' El-iğradı 'anni feğayru hamidetin Sendeki her günah affedilebilir, benden yüz çevirmekten gayrı. Onun övülesi bir yanı yok.
Sayfa 122 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
Ve leyse li fi sivaki hazzun Fekeyfe mâ şi'te fehtebirni Senden gayrı benim payıma düşen bir hisse yok, nasıl istersen öyle sına beni.
Sayfa 119 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
Senin aşkındaki ahvalimi, aşkımda bir dalgalanma olduğu için anlatmıyorum; ama o kadar usandım ki, şu boğucu üzüntüden belki biraz soluklanırım diye anlatıyorum!
Sayfa 116 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
ولو أن ما بي بالجبال ، وكان طو رسينا بها ، قبل التجلي ، لدكَّتِ Eğer bende olan [belalar], aralarında Tûr-ı Sina'nın da olduğu dağlara yüklenseydi, Tûr-ı Sinâ daha [Musa'nın mazhar olduğu] tecelli gerçekleşmeden önce dümdüz olurdu.
Sayfa 55 - Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.