Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı

Hans Tröbst

Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı Sözleri ve Alıntıları

Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı sözleri ve alıntılarını, Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı kitap alıntılarını, Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Büyük yaralı kafileleri geliyordu. Ereğli'de gerçekten en yaşlı ihtiyardan en küçük çocuğa kadar herkes bir işe yarıyordu. Burada cephe gerisinde "halkın savaşı' kavramı tam anlaşlıyordu. Duyguları yücelten saatlerdi ve nihayet 11 Eylül 1922 günü beklenen telgraf geldi: "İzmir kurtuldu!" O zaman kasabada, Şark ta olması mümkün görülmeyen büyük bir sevinç yaşandı.
Sayfa 311
Yol boyunca Anadolu'nun dünya görmüş dingin biri için, üstelik bir de avcıysa, yeryüzünün cenneti olduğu sonucuna vardım. Kinseyle ilgilenmek gerekmeksizin, sakin ve rahat münzevi bir hayat yaşanabilir ve köy sınırını geride bırakınca, elinde tüfek insan burada uçanın da kaçanın da efendisi oluyor! İşte, ileride bir gün yaşlanıp ak saçlı olursam, belki burada pippomla köşeme oturur, herhangi bir yerde sakin av kulübesi yapar, mayısböceğinin sindirimi ve diğer sorunlar üzerine kafa patlatırım.
Sayfa 139 - KırmızıkediKitabı okudu
Reklam
Zira sallantılı zamanlarda sallantıya düşen insan, kötülüğü çoğaltır ve onu yaydıkça yayar. Ama kim hedefinde sağlam durursa, o kendi dünyasını kurar.
Sayfa 344Kitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa
''Kader, çaresizliğin en büyük olduğu ânda ülkeye her 'çaresiz halkın' yazgıdan talep etmeye hakkı olduğu adamı verdi, o halkını ölüm uykusundan kaldırdı ve onun yine kendine güvenini sağladı.''
Anadolu
Yeryüzünde nasıl bir cennet olabilirdi burası! Ama bu zenginlikleri elde etmek için, para, azim ve demiryolları gerekliydi. Uygun bir yönetimin yanı sıra elli yıl huzur ve işte o zaman bu ülkeyi yeniden tanımak mümkün olmazdı.
Sayfa 194
yüzlerce barışçıl köy yakılıp yıkılıyor, kendi halinde, namuslu ve dindar Türk köylü halkı yerinden yurdundan kovuluyor. sefalete atılıyor! Ve bütün bu alçakça oyun, "sevgi dini" Hristiyanlık bayrağı altnda sahneleniyor! Risum teneatis amici! (Gülelim dostlar)
Sayfa 191
Reklam
Bir Alman yüzbaşının Milli Mücadele hatıraları...
Koca köyde hemen hemen hiç erkek kalmamıştı. Hepsi askere alınmış ya da Balkan ve Dünya Savaşlarında şehit düşmüştü. Ve gördüğüm, bize hizmet eden beş erkekten her birinin herhangi ağır bir yarası vardı. Birinin bir parmağı kopmuştu, diğerinin kolu kıpırdamıyordu, üçüncü topallıyordu ve diğer ikisi, savaşta aldığı bir sakatlıktan mustaripti. Bu gözlemi bütün köylerde yaptım: Türkiye'nin son savaşlarda ne kadar insan yitirdiğini tahmin etmek mümkündü. Yine de burası, umudunu yitirmeyen ve ulusal varlığı için savaşmayı sürdüren tek ülkeydi, bedeli tamamen yok olmak olsa bile.
Dünya Türk Kurtuluş Savaşı'nı şaşkınlıkla izledi ve gurur veren binanın Lozan'da son yapıtaşı yerleştirildiğinde, dünya kendi kendine soruyordu: Bu nasıl mümkün oldu? Evet, yenilmiş ve yıkılmış bir ülke en korkunç savaşlardan birinin hemen ardından silaha sarılmış; muktedir İngiltere ve uydularının dikte ettiği, sonsuza kadar geçerli olmasını istediği barış antlaşmasını paramparça etmişti. Bu nasıl mümkün olmuştu? Yanıtın can alıcı noktasını bulmak zor değildi. Kader, çaresizliğin en büyük olduğu anda ülkeye her "çaresiz halkın" yazgıdan talep etmeye hakkı olduğu adamı verdi, o adamı biz de talep ediyoruz onu içimizi kemire kemire candan bekliyoruz. Türkiye'nin kurtarıcısını bugün her çocuk tanıyor. Mustafa Kemal Paşa, kaderin adamı olduğunu duyumsadığı, halkını ölüm uykusundan kaldırdı ve onun yine kendine güvenini sağladı. İçindeki sesi, kehaneti dinleyerek, dosdoğru yolunu izledi. Üç yıl süren fedakârlık dolu bir çalışmayla, üç yıllık yıpratıcı bir savaştan sonra muazzam hedefine erişti: Türk topraklarında hiçbir düşman kalmadı, milletler topluluğu içinde saygın ve çekinilen bir güç olarak hakkı olan yeri aldı!
Sayfa 343Kitabı okudu
"Ne ileriye doğru bir adım mümkün, ne geriye" ve şarkının sonu: durgunluk! Zavallı Türkiye! Dininizi modernleştirin, Anadolu'da da kadınlarınıza özgürlük tanıyın, o zaman yeniden canlanması için ulusal yaşamınızın önündeki ana engel ortadan kalkacaktır ve o zaman sizin de zamanla ilerleyeceğinize dair en azından umudunuz olacaktır. Şimdiye kadar kazandığınız bütün başarılar, baştaki doğru adam artık başta olmayınca, eninde sonunda çaresiz kendiliğinden körelecektir.
Sayfa 276
Kütahya Eskişehir savaşı sonrasında
Gittikçe karamsar bakıyorfum geleceğe. Savaşın yiğit Türk halkı için zaferle bitmesi, ancak bir mucize ile mümkündü.
Sayfa 181
67 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.