Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü?

Emrah Cilasun

Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? Gönderileri

Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? kitaplarını, Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? sözleri ve alıntılarını, Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? yazarlarını, Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
204 syf.
10/10 puan verdi
·
41 günde okudu
Öncelikle konu ile alakalı herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitaptaki bütün alıntılar bir kaynağa dayanıyor ve gayet açık bir şekilde ele alınıyor. Özellikle Mustafa Suphi ve yoldaşlarını Erzurum ve Trabzon'a göndermeleri bir plan dahilinde yapılmış ve bu yerler öyle alelade seçilmiş yerler değildir. Bu bölgeler daha evvel 1915'te Ermeni katliamında da halkın kışkırtıldığı bölgeler olduğunu kitaptan okuyarak anlıyoruz. Maalesef Mustafa Suphi ve yoldaşlarının kaderi de Ermenilere benzer olmuş ve daha önce bu konuda tecrübeli bu iki il bilerek seçilmiş. Özellikle bazı kesimlerin Suphi ve yoldaşlarının Kazım Karabekir tarafından yapılan plan dahilinde öldürüldüğünü söyler ancak bu kitapta yine Mustafa Kemal'in mecliste yaptığı bir konuşma sayesinde plandan haberdar olduğu ve hiçbir şey yapmadığını görüyoruz. Yoldaşların Trabzon'a geleceği tarih bile özenle seçilmiş ve fırtınanın en yoğun olduğu tarihlerde kayığa bindirildiği de planın en ince ayrıntıya kadar düşünüldüğünü gösteriyor diye düşünüyorum. Ayrıca yazarın dili gayet berrak ve anlaşılır
Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü?
Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü?Emrah Cilasun · Agora Kitaplığı · 200722 okunma
Yahya Kâhya'nın oğlunun Mete Tunçay'a yazdığı mektup
Yıllar sonra Kahya Yahya'nın oğlu Osman Kahya, 15 Aralık 1967'de Mete Tunçay'a yazdığı mektupta, babasının o zamanki faktörlere göre vatani vazifesini yaptığını, asıl katilin bugün tapılan biri olduğunu zaman gösterecektir diye belirtir (Mete Tunçay Türkiye'de sol akımlar cilt 2 s. 352)
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal tebrik telgrafları
Öte yandan, TBMM Reisi Mustafa Kemal, Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyeti Merkeziyesi Reisi Ahmet Bey'e hitaben 30 Haziran 1921'de aşağıdaki telgrafı yollar: Trabzon Müdafaayi Hukuk Cemiyeti Heyeti Merkeziyesi Reisi Ahmet Bey'e Vatanperverane hissiyat ve izahatınıza teşekkür ederim. Hakiki icapların yaptırılacağından emin olmanızı ve milli vazifesinizi şimdiye kadar olduğu gibi yapmaya devamınızı rica ederim Türkiya Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal (Atatürk'ün Bütün Eserleri c. 11 s. 219)
Sayfa 198Kitabı okudu
Çoban denizcilik yetkilisinin katliam değerlendirmesi
"öncelikle 28-29 Ocak tarihi çok önemli. Bu tarih, Karadeniz kıyılarında Ayandon isimli fırtınanın her yıl estiği günlerdir. Bu nedenle iki konu dikkate alınmalı. Birincisi tekne seçimi. İkincisi yola çıkış tarihinin seçimi. Mustafa Suphi'leri taşıyan tekneyi de kayıkçı Yahya mı temin ediyor? Eğer bunu varsayarsak tekne seçiminde, yani daha en başta tuzağa düşürülüyorlar... Mustafa Suphi'lere daha küçük yavaş bir taka verildiğini varsaymak gerekir... Ya da Yahya'nın adamlarının onları yakalayacak daha iyi bir takayı kullandıkları varsayılmalıdır. Yani, konunun detayı tekne seçimi ve denizcilik bilgisinde gizli olabilir. Kıyı denizcilerinin çok iyi bildikleri, her yıl aynı tarihlerde tekrar eden ve üstelik bunların en ünlü, en kuvvetli, en can alıcı fırtınalarından olan Ayandon fırtınası, Mustafa Suphiler tarafından ne kadar biliniyordu? Oysa bu tehlikeli fırtınanın Kayıkçı Kahyası Yahya ve adamları tarafından bilinmediği söylenemez. İşte bu nedenle acaba bu yolculuğun tarihini kim belirledi? Bu bir tesadüf müdür sorusunun cevabı nedir? Karadeniz'in birçok kıyısı gibi Trabzon Sürmene arası da kolay sığınılacak liman ve koyları olan bir bölge değildir. Fırtınalı havalarda buralarda yelken açmak büyük tecrübe gerektirecektir. Bir saldırı sırasında, üstelik de kötü bir tekneyle yola çıktıkları ve fırtınaya yakalandıkları varsayılırsa ne büyük bir tuzağa düşürüldükleri anlaşılır
Sayfa 193Kitabı okudu
Kimler öldürüldü?
Mete Tunçay'a göre motorda öldürülenlerin sayısı, Mustafa Suphi'yle birlikte 14'dür ve adları şöyledir: 1) Samsun'un Hançerli Mahallesinden Mustafa Suphi 2) Üsküdar'ın Ahmet Çelebi mahallesinden Ethem Nejat (İzmir Maarif müdir-i sabıkı) 3) Erzincanlı Aşçıoğlu Bahaeddin (muallim) 4) Uşak'ın Hacı Hüseyin Mahallesinden Kazım Hulusi 5) Sürmene'nin Asu Karyesinden Kıralioğlu Maksut 6) Cihangirli Hilmioğlu (İsmail) Hakkı (doktor) 7) Van'ın Erciş kazasından Ahmetoğlu Hayrettin (Nefer) 8) Bandırma'nın Manyas Nahiyesinden Mehmet Ali bin Hakkı (topçu yüzbaşı) 9) İstanbullu Emin Şafak (Mühendis) 10) Kadıköylü Tevfik bin Ahmet (Tayyare Yüzbaşısı) 11) Manisalı Kazım bin Ali (İhtiyat Zabiti) 12) Erzincan'ın Akdağ Karyesinden Hatipoğlu Mehmet 13) İzmir'in Tilkilik mahallesinden Hacı Mustafaoğlu Mehmet 14) Kandıralı Cemil Nazmi bin İbrahim (Elmalı kaymakam-ı Sabıkı) Tunçay bu listeye bir de Meryem yoldaşı eklemektedir. Oysa kimi tanıklık ve raporlarda bahsi gexen başka isimler de vardır. Mesela, Küçük Talat'ın mektubunda bahsettiği, Türkistan'dan gelip Bayburt ile Gümüşhane arasında bir yerlerde öldürülen Yüzbaşı Kazım yoldaş. Veya Rusça yazılmış bir raporda Trabzon'da öldürüldüğü belirtilen Nedim Agâh. Tabii vali vekili İsmail Sabri'nin, motorla gittiğini iddia ettiği ve tanıklardan Faik Gürkök'ün karaya vurduğunu söylediği kadın cesedini de unutmamak gerekir
Sayfa 191Kitabı okudu
Bakü, 3 Mart 1921
Bakü'de bulunan TKP harici bürosu, 2 Mart günü Mustafa Suphi ve yoldaşlarının akıbetini haber veren bir telgraf alır. 58 üye ve 6 aday üyenin katıldığı anma toplantısında çeşitli konuşmalar yapılır. Kaleme alınan söz tutanağına bakıldığında, Ahmet Cevat'ın (Emre) ve Kars'tan geri gönderilen Abid Alim'in yaptığı konuşmalar,
Sayfa 189Kitabı okudu
Reklam
Ankara, 26 Şubat 1921
27 Şubat'ta Londra'da başlayacak olan Londra konferansı öncesi ABD'li gazeteci Streit'in Mustafa Kemal'e yönelttiği sorulardan biri de komünizme ilişkindi. Gazetecinin "Türkiye'de Bolşeviklik, yani komünistlik, enternasyonalistlik, vb. hakkında vaziyetiniz nedir?" sorusuna, Mustafa Kemal, "Türkiye'de komünizm yoktur. Bütün cihan bizi milliyetçi olarak bilir ve milletimizin bağımsızlığını, haklarını ve menfaatlerini müdafaa eden kimseler olarak öyleyiz de. Şayet enternasyonalizm demekle bütün milletlerin bağımsızlık ve hukukuna saygıyı kastediyorsanız, o zaman evet, biz enternasyonalistiz de. Diğer taraftan, biz dinimize de bağlıyız. Milli ve dini ruha aykırı olan komünizmin bizde nasıl bir tatbikat sahası bulabileceğini de anlamam. Böyle bir ihtimal ancak Türk milletine karşı girişilen bir suikastın gerçekleşmesi halinde husule gelebilir" diye cevap verir. (Atatürk'ün Bütün Eserleri c. 10, s. 60)
Sayfa 189Kitabı okudu
Moskova, 20 Şubat 1921
Türkiye'deki Komintern militanları ya da Sovyet Rusya diplomatları, Çerkes Ethem ayaklanmasını ve Mustafa Suphi'yle yoldaşlarının akıbetlerini konu eden bir rapor kaleme alır: "... başta Suphi yoldaş olmak üzere, Merkez Komitesi'nin Erzurum'a gelmesi, hükümeti son derece korkuttu ve endişeye düşürdü. Hileci bir politika
Sayfa 188Kitabı okudu
Çerkes Ethem ve ona bağlı kuvvetler 29-30 Aralık tarihinden itibaren Ankara'nın emrindeki kuvvetler ile yoğun bir çatışma içerisindedir. Bu esnada teknik açıdan Ethem Bey'in Kars'ta, Karabekir gözetimi altında olan Mustafa Suphi'yle veya TKP heyetinden birileriyle temas halinde olması pek mümkün görünmüyor. Siyasal açıdan ise, TKP'nin yayın organı Yeni Dünya gazetesi, 2 Ocak 1921'de "Müdafa-i Milliye Hareketi'ne hıyanet edenlere karşı" başlığı altında yayınlandığı makalede Ethem Bey'e açıktan tavır almıştır. Hatta o sıralarda Bakü'de toplanan TKP harici büro, aldığı kararlardan birinde, "bizler Ethem'in ve yandaşlarının Batı Cephesinde, Anadolu cephesinde devrimci Anadolu Hükümetine karşı çılgınca, anarşik çıkışını lanetliyoruz. Anadolu'daki devrimci hareketin destekçileri olarak bizlerin bu gibi şahıslarla hiçbir ilişkisi ve hiçbir ortak yanı olmamıştır ve olamaz" demekteydi. (dönüş belgeleri c.2 s.41)
Sayfa 185Kitabı okudu
Küçük Talat'ın (Muşkara) Mustafa Suphilerle ilgili yazdığı mektup
O sıra Trabzon'da bulunan Küçük Talat, Mustafa Suphilerin katledilişini, Tuapse'de bulunan İttihatçı Halil'e (Kut) yazdığı 14 Mayıs tarihli mektupta şöyle anlatmıştır: Mustafa Suphi ve yoldaşlarının kederli durumları şu şekilde gelişmiştir. Bunlar Kars'a geldikleri vakit güya şerefli bir şekilde karşılanmışlarsa da, bu
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
Maria Suphi ile ilgili
Kâhya'nın yakın arkadaşı Hocanın Hasan'ın oğlu Murat Ateş, Cumhur Odabaşıoğlu'na 13 Ocak 1988'de konu hakkında şu bilgileri vermiştir. "Rahmetli babam Hocanın Hasan, Kâhya'nın çok yakın arkadaşıydı. Mustafa Suphi hadisesinden sonra, Mustafa Suphi'nin karısını Çömlekçi'de vaktiyle Alican Tokman'a ait halen metruk olan evde sakladığı söylenirdi, burada bulunan bir kadınla konuştum, ancak Kâhya'nın karısı çok sert, müsamaha tanımayan bir kimseydi, kadını uzun müddet saklayamadı, bir müddet sonra kadın kayboldu, bu yıllarda on bir yaşındaydım ve kadının kati olarak Mustafa Suphi'nin karısı olduğunu bilmiyordum" (Cumhur Odabaşıoğlu, Trabzon, s.214)
Sayfa 175Kitabı okudu
Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Trabzon'a geldikten sonra başına gelenleri anlatan görgü tanığı Türkiye Komünist Gençler Birliği üyesi Abdulkadir: O sırada ben tebdil-i kıyafetle Değirmendere'ye gittim. Vaziyeti bizzat kendim müşahe ettim. Saat 9'da gelecek olan heyet saat yarımda geldi. Halkın kısm-ı azamı gitmişti. Yağmur yavaş
Sayfa 171Kitabı okudu
Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Trabzon'a geldikten sonra başına gelenleri anlatan görgü tanığı Adnan (Feyzioğlu): Bu yılda on yedi yaşında olup gelenleri görmek üzere ben de iskeleye Buhti'ye gittim, ancak çok sıkı tedbir alınmış olup, kimsenin kimseyi görmesine imkan yoktu. İşittiğime göre, Miraç Işıl'ın motoruyla denize açılmışlar, açıkta bekleyen ikinci moto onları takip etmiş. İşittiğime göre gelen kafileden Ziganoylu Yakup ile Mustafa Suphi'nin hanımı karada kalmış (Cumhur Odabaşıoğlu, Trabzon, s.214)
Sayfa 171Kitabı okudu
Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Trabzon'a geldikten sonra başına gelenleri anlatan görgü tanığı Hıfzı Raşit (Öymen) (gazeteci Altan Öymen'in de babası) Mustafa Suphi Trabzon'a geldiği zaman ben Trabzon Öğretmen Okulunda öğretmendim. Mustafa Suphi'nin geleceğini ahbap ve arkadaşlarına çektiği telgraflardan öğrenmiştik. Gelişlerini görmek için ben de gittim. Karşılamaya gelenler arasında Komünizm nedir diye çeviri yayınlamış olan eğitimci arkadaşım M.R. Bey de vardı. Mustafa Suphi'nin yakın arkadaşı Ethem Nejad Bey'den telgraf almış, onu karşılamaya çıkmıştı. Fakat iskele Kahyası Yahya, Mustafa Suphilerin yolunu şehrin dışındaki Değirmendere'de kesti ve şehre sokmayarak Çömlekçi mahallesinin alt yolundan doğruca iskeleye Buhti'ye getirdi. Burada Mustafa Suphi ve arkadaşlarına çok ağır hakaretlerde bulunuldu, küfürler edildi... Mustafa Suphi ve arkadaşlarına hakaret edenler arasında Genel Meclis üyesi Molla Bey ile o günlerin Trabzon Kabadayılarından Faik de vardı. Heyet hazırlanmış olan bir motora bindirilerek yola çıkarıldı, hemen arkalarından Kâhya'nın silahlı adamlarını taşıyan bir motor daha kalktı. Hava kararmak üzereydi. (Cumhur Odabaşıoğlu, Trabzon s. 202)
Sayfa 171Kitabı okudu
Mustafa Kemal'in, 25 Mayıs 1919'da Topal Osman'ı Havza'ya davet edip, kendisine, "İstanbul hükümetinden aksine emir gelmiş olsa bile sen gene Pontusçularla mücadeleye devam edecek ve bunların tenkilinde bulunacaksın, işine sakın ola ki nihayet verme, bilakis hız ver," dediği ileri sürülmektedir. (Hüsamettin Ertürk'ten aktaran: Cumhur Odabaşıoğlu, Trabzon, TOP-KAR matbaacılık, Trabzon, 1990, s.77-78)
Sayfa 168Kitabı okudu
75 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.