Mutlu Prens
Oscar WildeEn Eski Mutlu Prens Sözleri ve Alıntıları
En Eski Mutlu Prens sözleri ve alıntılarını, en eski Mutlu Prens kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama 'bu duvarın ötesinde neler var?' diye sormak benim aklımdan bile geçmezdi.
Gerçekten de çok mutluydum. Zevk ve sefa mutluluksa tabi.
Öğrenci başını çimenlerden kaldırarak kulak kesildi ama Bülbül 'ün ona söylediklerini anlayamadı ; çünkü o yalnız kitaplarda yazılan şeyleri bilirdi.
Derken gülün yapraklarına hafif bir pembelik yayılmaya başladı, gelinin dudaklarını ilk öptüğü zaman damadın yüzüne yayılan pembelik gibi.
... bilgelik gibi güzelliğin de tek başına tapınanlardan haşlandığını kestiriyordu.
Güzel şeylerin büyü ve gizemini şimdiye değin hiç böylesine bir şiddet, böyle iç bayıltıcı bir kıvançla hissetmemişti.
Savaşta güçlüler zayıfları köle yapar, barışta da zenginler yoksulları köle yapar...
Görünüşte özgür olsak da, zincirlerle bağlıyız ; herkes bize özgür dese de, bizler birer köleyiz.
Narlar sıcaktan çatlayıp yarılarak, kanayan kırmızı yüreklerini gösteriyorlardı.
Benim gözümde şu kadarcık önemi yoktur. Bir şey öyleyse öyledir.
Yüreklerin katı olduğu evde zaten hep soğuk rüzgârlar esmez mi?
Bu, onun kibirli günlerinde kendisi için yaratmış olduğu gibi bir dünyaydı.
"Benim sana yaptığım yardımı fazlasıyla ödedin. Sana gösterdiğim iyiliğe yüz katı iyilikle karşılık verdin..." dedi. Tavşan, "Hayır..." diye yanıtladı. "Sen bana nasıl davrandınsa ben de sana öyle davrandım."
Gene de gözlerinde eskiden bulunmayan bir şey vardı.
"Ben bir zamanlar çok mutlu bir prenstim. Sarayda yaşıyordum. Günlerim eğlence içinde geçiyordu. Sarayın kalın duvarları, beni halktan ve gerçek hayattan uzak tutuyordu. Sonunda öldüm ve bir prens olduğum için buraya heykelimi diktiler, üstelik bütün vücudum altından, gözlerim elmastan yapılmıştır. Ama mutlu değilim artık. Çünkü kentin ortasında dikiliyorum ve yaşarken görmediğim her şeyi görüyorum. Bir dilim ekmek için ağlayan çocuklar, soğuktan titreyen insanlar yüreğimi yakıyor. Onlara yardım etmek istiyorum, fakat yerimden kıpırdayamıyorum. İşte bunun için ağlıyorum. Örneğin şuanda aç ve hasta bir çocuk ateşler içinde yanıyor ve annesinden bir dilim portakal istiyor. Ancak annesinin ona verebilecek nehir suyundan başka hiçbir şeyi yok."
