Stoacı felsefe akımından yer alan Seneca’nın düşüncelerinden oluşan bir eser. Kitap iki bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde bize mutlu yaşamın ne olduğunu anlatıyor. O da diğer stoacılar gibi mutlu yaşamı doğayla uyum içinde, doğaya uygun yaşamak olarak görüyor. Sağlıklı olmak ve mutluluk arasında ise bir bağ kurarak; kendisine neyin zararlı olduğunu bilmeyenleri sağlıklı görmüyor ve sağlıklı olamayanın da mutlu olamayacağını söylüyor. Hazzı erdemle bir araya getirenlere karşıdır. Yine de hedonist bir filozof olan Epiküros’un öğretilerinin saptırıldığını söylüyor. Bu bölümde en çok yeri filozofun öğretisi ile yaşamı arasındaki fark kısmı alıyor. Filozof kendi söylediklerini kendisi uyguluyor mu? Burada nedense Seneca bana günah çıkarıyormuş gibi geldi. Sözde kendisine yöneltilen eleştirilere cevap veriyor ve kendi şatafatına, saray hayatına “Ama ben bilge değilim ki. Bunlar bilgeler için…” gibilerinden basit bir açıklama yapıyor gibi geldi bana.
İkinci bölümde ise yaşamın kısalığı üzerine bir tartışmayla karşımıza çıkıyor. Aslında o yaşamın iyi düzenlenir, bir amaca göre hareket edilirse kısa olmadığını savunur. Zamanı boşa harcayanlara, aylaklık edenlere, eğlence dışında hiçbir yere vakit harcamayanlara karşıdır. Yaşamı ise üç döneme ayırır. Geçmiş, şimdi ve gelecek. Şimdiyi kısa, geleceği şüpheli, geçmişi ise kesin görür. Boş işlerle uğraşan ve bilge arasında da bir ayırıma girerek; inzivaya çekilme, dinlenme gibi kavramların sadece bilgelere layık olduğuna da vurgu yapar.
Herkese iyi okumalar…