Adalet duygusunun böylesine zedelendiği, hakkın-hukukun rağbet görmediği bir toplumun mutsuzluk üreteceğini hesap edemedik. Hukuku, yargıyı kıyısından köşesinden tırtıklaya tırtıklaya içini boşalttık. Sadece hakkı yenenler adalet peşinde koştu. Adaletin bir gün herkese lazım olacağını, adalet olmadan toplumsal barış ve mutluluk olamayacağını göremedik. Adaleti feda ederek toplumsal mutluluğumuzu feda ettiğimizi anlayamadık ve sonuç çok adil: mutsuzluk.