Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Nagasaki'nin Çanları
Takaşi NagaiDüşük Puanlı Nagasaki'nin Çanları Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı Nagasaki'nin Çanları sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Nagasaki'nin Çanları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.210 üzerinden
1945'te Japonya'nın Hiroşima ve Nagasaki şehirlerine atılan atom bombaları Japonya için tam bir milat. Zaten yıllardır süren 2. Dünya Savaşı'ndan dolayı yorgun olan ülke tamamen yıkılmış. Hem fiziken hem de ruhen.
Dolayısıyla böyle büyük bir yıkım edebiyata da fazlasıyla yansımış. Eserlerde atom bombasının yarattığı yıkım ve sonrasındaki psikolojik çöküntüye çok yer verilmiş. Bu eser de onlardan birisi.
Yazar Nagasaki’ye atılan atom bombasının patlamadan önceki halinden başlayarak etkilerine kadar anlatmış. Otobiyografi gibi bir kitap çünkü yazarımız gerçekten o esnada oradaymış ve olayı yaşamış. Kendisi zaten Radyoloji uzmanı olarak görev yaparken yaşanmış olay. Kitabı okurken iliklerinize kadar hissediyorsunuz atom bombasının yıkımını. Ben okurken şu soru takıldı kafama Hiroşimaya iki gün önce bomba atılıyor ama doktorumuz yazarken ilk defa atıldığını söylüyor acaba haber onlara ulaşmamış olabilir mi? Bir de kitabın sonunda hakedilmiş bir durum olduğunu söylüyor ve ölenlerin iyi insanlar olduğunu kalanların ise onlar kadar şanslı olmadığını söylüyor. Ben içinde öfke kin beklerken yazarımız hiç öfke duymuyor. Sonradan kendi hayatını okuduğumda nükleer enerji taraftarı olduğunu öğrendim. Nükleer enerjiyi bu denli yakından yaşayıp etkilerini gördüğü halde fikrini değiştirmemiş tuhaf ve sinir bozucu geldi bana. İkinci dünya savaşı, atom bombası vs ilginiz varsa okumanızı tavsiye ederim. Lakin ben okurken ilk okulda lisede öğretmenlerimin Japonların Nagasaki ve Hiroşimayı genç nesillere geçmişten ders amaçlı gösterdiğini dinleyerek büyüdüm. Nesini örnek veriyorlar anlamadım. Bize bomba attılar ve biz korktuk koşulsuz teslim olduk mu diyorlar acaba? Açıkçası bir kere daha şanlı tarihimle gurur duydum ve öğretmenlerimin bilmeden karşılaştırma yapmalarına içerledim. Şayet bizler Sevr dayatmasına boyun eğmeyip aç bilaç savaşan ataların torunlarıyız.
Nükleer Bombayı Birebir Yaşamış Olan Radyolog Takaşi Nagai'nin Kaleminden;
Kitabı okurken gerçekçiliği karşısında tüylerim ürpermişti. Yazarın bir radyolog olmasına rağmen duyguları, anı, yaşananları ve yaşanacakları bu kadar güzel anlatmasına hayran kaldım. Kitapta en şaşırdığım kısım ise daha birkaç dakika önce bomba patlamışken bunun rehavetine kapılmayıp "Bombayı nasıl yapmışlar?" , "Hangi elementleri kullanmışlar?" tarzında soruların sorulmasıydı. Sanırım Japonya'nın şu anki gücünü buradan anlayabiliyoruz. Sızlanmak yerine bilime, teknolojiye faydalı olmayı düşünüyorlar. Atom bombası yüzünden kanser olan insanlara hayıflanmak yerine onları inceleyip diğerlerine faydalı olmaya çalışıyorlar. Bu kısımları okurken nasıl olunması gerektiğini çok iyi anladım.
Tek sorunu kitabın fazlaca akademik dille yazılmasıydı. Okurken bir süre sonra sizi yoruyor ve 136 sayfadan ibaret olsa da okuması günler sürebiliyor. Yine de Japon Edebiyatı'nda neden klasikleştiğini çok iyi anlayabiliyorum.
İyi okumalar.
Japonya'ya atılan atom bomları konusu olunca hemen hemen hepimizin aklına Hiroşima gelir. Hiroşima' ya atıldıktan üç gün sonra bir bomba da Nagazaki' ye atılır. Burada da büyük bir yıkım olur. Bu yıkımdan sağ kurtulan , Nagazaki Tıp Fakültesi mevzunu ve radyoloji alanında ihtisas yapmış Katolik inancına sıkı sıkıya bağlı Takashi Nagai (Urakami azizi) yaşanan bu dehşeti bir bilim adamı gözü ile bize anlatır. Ona göre atom bombasının bulunması bilimin bir zaferidir, ama masum insanların feci bir şekilde ölmesine neden olduğu için bu bir başarı mıdır ? Takashi Nagai ulusunun başına gelen bu felaketi Japonya nın doğru olmayan dini inancına bağlar ve tanrının onları cezalandırdığını, iyileri yanın aldığını kötüleri ise bu dehşeti görmeleri için hayatta bıraktığını söyler ve kendinin tamamen iyilik yapmaya adar ve Urakami Azizi unvanı alır. Okumanızı tavsiye ederim.
Ülkesinde doktor olarak hizmet ederken birden atom bombasına maruz kalıp hayatta kalmasıyla yaşadıklarını kaleme almıştır. Bir doktur gözüyle yazmasına rağmen akıcı ve kendini okutabilen kısa sayılacak bir kitap. Başta çok fazla japon isim vermesinden dolayı rahatsızlık duysam da sonraları sık sık geçen karakterler olmadığı için önemsemedim. Yaşadıklarını bölümlere ayırarak öncesi, sıradında, sonrası etkisi vs olarak güzel ifade edebilmiş. Başta sıkılacağım düşüncesine kapılsamda kendini okutmayı başardı. Kitabın sonundaki diyaloglar mükemmeldi. En önemlisi ise atom bombası yediğiniz halde herkesin görev bilincinde kendini ve ailesini düşünmeden görevlerini aksatmadan yapmak istemeleri ve yapmaları. Yaşanmış olay olması kitabın değerini artırıyor.
"Nagasaki'nin Çanları", Takashi Nagai'nin kendi yaşadığı deneyimleri ve şahitliklerini içeren etkileyici bir eserdir. Kitap, Nagasaki'de 1945 yılında gerçekleşen atom bombası saldırısının dehşetini ve yıkımını birinci ağızdan anlatır. Nagai, olayın yaşandığı zaman bir hastanede radyolog olarak görev yapıyordu ve bomba
Bir Japon’un Bakış Açısıyla Atom Bombası!
Hiroşima’dan tam 3 gün sonra Nagasaki’ye Amerikalılar tarafından atom bombası atılıyor. Ve yazarımız tam o sırada orada görevli bir radyolog. Atom bombasının düşüş anının hemen öncesinden başlayarak yaşadıkları 3 aylık süreci, herkesin anlayabileceği bilimsel bir rapor tadında bir edebi eser olarak kaleme alıyor. Nasıl hayatta kaldıklarını ve nasıl öldüklerini en sakin haliyle anlatıyor. Hep Amerikalıların gözünden olaya baktık biraz da gerçek kurbanların gözünden bakalım…