Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Konu hepimizin hemen her gün bir şekilde ismini duyduğumuz yapay zeka ile ilgili. Ana karakter Cheol babası ile beraber yaşamaktadır. Babası ; robotlar ve hümaoidler üreten bir yapay zeka merkezinde çalışmaktadır. Hümaoidler her yönü ile insan benzeyen (özellikle duyguları) yapay zeka ile donatılmış robotlar. Babası ve Cheol evde izole olarak yaşamaktadırlar. Dışarıda insanlar ile yapay zeka arasında bir savaş vardır. Bir gün robotlar, insan veya hümaoid olduğuna dair herhangi bir kaydı olmayan Cheol toplama kampına götürüler. Böylece gelecekte yaşayacağımı kaosa doğru yazar bizi yavaş yavaş götürür. Çok başarılı bir bilim kurgu kitabı. Tavsiye ederim.
Ian McEwan başarılı bulduğum, eserlerini beğenerek okuduğum bir yazar. En çok merak ettiğim kitabı da açıkçası bu idi. Her şeyden önce beklentilerimi almadım. Kara bir roman diyebileceğimi bu eserde anne karındaki fetüs anlatıcı olarak kurgulanmış. Oldukça iddialı bir seçim olmasına karşı yazar bunu iyi kullanmış. Olay üç kişinin bir de tabii anne karnındaki Fetüs ün etrafında geçiyor. Genç güzel bir kadın olan Trudy, (anne) tanınmış bir şair ve şiir yayıncısı olan kocası John (baba) ve emlak işleriyle uğraşan kayınbiraderi Claude (amca). Fetüs artık dünyaya çıkmaya hazır , duyumları gelişmiş , annesinin hareketleri izleyebiliyor, konuşmaları anlayabiliyor. Konuşmalara kulak misafiri olduğu bir zamanda babasının öldürüleceğini duyuyor. Üzülüyor ve buna nasıl engel olabileceğini düşünüyor. Acaba kimler babasını öldürmek istiyor ve amaçları ne , ve fetüs ona engel olabilecek mi? Bunların cevabını kitabı okumayanlar için burada yazmadım :)) Bir başyapıt değil ama kurgusu bakımından oldukça ilginç. Keyifli okumlar.
Fındık KabuğuIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 20171,093 okunma
Gerçek bir devrimci, eğitmen, kuramcı ve doğa aşığı olan Rosa Lüksemburg (Rozali Luxenburg ) hayatının ve mücadelesinin anlatıldığı kısa bir biyoğrafi kitabı. Tanımak açısından okunabilir. Rosa Lüksemburg mücadelesi , eserleri ve yol gösterici çalışmalarına karşılık her yerde ve her zamanda olduğu gibi takdir edilmek yerine hunharca öldürmüştür. Yobaz siyaset onu da yok etmeyi bilmiştir. Rosa Lüksemburg gibi bir karakteri tanımak açısından okunmasını tavsiye ederim.
Bu kitap da; Tolstoy un kaleme aldığı "Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır”, “Üç Soru” ve “Bir Vaftiz Oğlunun Öyküsü”, adlı üç kısa Novella bulunmaktadır. Üç hikayenin de ortak özelliği Tanrıyı hissetmenin , ona ulaşmanın tek yolunun karşılıksız iyilik yapmak olduğudur. Kısa ama hayata ve yaşamaya dair oldukça dersler çıkarılabilecek içinde "iyilik" barındıran bu öyküleri okunmasını tavsiye ederim.
Hemen hemen bir evlat olarak hepimizin babamızla yaşadığı sıradan anıları vardır. Bu anılar gözümüzün önüne geldiğin de üzüldüğümüz, sevindiğimiz, keşke dediğimiz durumlar olmuştur. Murakami' nin bu kitabında bahsettiği anılar ise normal ve sıradan.
Evde baktıkları ve hamile olması nedeni ile bakamayacaklarını anladıkları bir kediyi babasının bisikleti ile sahile bırakmaya gitmeleri ile başlayan anıları , ailesi ile ilgili kişisel bilgiler aktarmayla devam ediyor. Aman aman biyografik bir çalışma diyemeyeceğim. Yazarın büyüdüğü koşullarla ilgili ufak da olsa bilgi kırıntıları var. Eğer yazarın büyük bir hayranı iseniz tavsiye ederim, ama sizi mutlu eder mi, inanın emin değilim.
Kederi , bizim irademizle , gücümüzle önüne geçemediğimiz derin üzüntü hali olarak tanımlarsak eğer, yazarın babasın ölümü üzerine hissettiği ve bu kitabında içeriğini oluşturan duygu durumunu daha rahat anlayabiliriz. Pandemi de babasını kaybeden yazar , bu süreçte yaşadıklarını , duygularını, üzüntülerini bir anı olarak kaleme almış. Sevdiğiniz bir insanı kaybetmenin verdiği acılar , insandan insana değişmekle beraber genelde aynı eksen de ortak bir dile tarif edilebilecek bir olgudur. Bu anıya bir ağıt diyemeyiz ama ölüm, ayrılış yok oluş üzerine kederli duygular barındıran bir iç konuşma metni olarak yorumlayabiliriz. Çok etkileyici bulmasam da tavsiye edebilirim.
Keder ÜzerineChimamanda Ngozi Adichie · Doğan Kitap · 0278 okunma
İslamiyet öncesi Türk tarihi konusunda oldukça çalışması bulunan yazarın, 2.Göktürk Devletin en önemli figürlerinden biri olan Bilge Kağan ın vasiyetnamesi üzerine yapmış olduğu bir çalışma olan bu kitap, üç bölümden oluşmaktadır: Birinci bölümde Batı ve Doğu Göktürk Devletleri hakkında kısa bir bilgi, ikinci bölümde devletin idari yapısı ve işleyişi son bölüm de ise anıtlar üzerinden yola çıkılarak Bilge Kağan ın vasiyeti anlatılmaktadır. Çalışma kısa ve öz bilgiler içermektedir. Özellikle Göktürk Devletinin idari yapılanmasıyla ilgili çok öz bilgiler vardır. Tavsiye ederim.