General! Memleketim mahvolurken ben dünyaya geldim. Beşiğimin çevresinde boğazlarında ölüm korkusunun düğümü bulunan ve ümitsiz gözyaşları döken erkekler vardı. Onlar ümitlerini kaybetmişlerdi. Boyun eğişlerinin mükafatı esaret oldu. Vatan hainleri kendilerini haklı çıkarmak için size iftiralar savurdular. Bunu okuduğum zaman kanım kaynamaya başladı ve bulutları dağıtmaya karar verdim. Şimdi, ortak davamıza ihanet eden herkesi utancın fırçasıyla karaya boyayacağım .
...Şu sırada karanlık düşüncelerim nereye yöneliyor? Ölüme. Ama yine de hayatın eşiğinde duruyorum ve pek haklı olarak uzun yıllar bu eşikten içeri giremeyeceğimi düşünüyorum.
...Vatandaşlarım, zincirlere vurulmuş olarak kendilerini ısıran eli öpüyorlar.
...matematik, tarih ve coğrafya...
Bunlar titiz bir zihinle gören göze ve boyunduruk altında yaşamış ırklara özgü ruh sertliğine çekici gelen konulardır.