Nasıl Hristiyan Olacaktık?

Kazım Karabekir

En Eski Nasıl Hristiyan Olacaktık? Gönderileri

En Eski Nasıl Hristiyan Olacaktık? kitaplarını, en eski Nasıl Hristiyan Olacaktık? sözleri ve alıntılarını, en eski Nasıl Hristiyan Olacaktık? yazarlarını, en eski Nasıl Hristiyan Olacaktık? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Namuslu askerler hükümet tanır, askerlik tanır. Onlar isyan etmezler.
Sayfa 45 - TruvaKitabı okudu
İşte böyle iğrenç bir mektup hadisesi de, eski devrin lanet ettiğimiz ve yıktığımızı zannettiğimiz murdarlığından bir örnektir. Süfli heriflerin bu mektubu alıp bir jurnal ile, merbut oldukları makama(!) yetiştirmediklerinin sebebi bir cürm-i meşhut yapmak imiş!
Sayfa 52 - TruvaKitabı okudu
Reklam
Sofya'da beşyüzden ziyade Türk esir zâbiti var. Bulgar harbinden ve Cenevre konferansının onlara verdiği haktan istifade ederek onlar iki gruba ayrılmaktan, iki kulübe mâlik olmaktan (Eski Türkiye ve Yeni Türkiye) beri kalmadılar. Yeni Türkler'in reisi bir yüzbaşıdır. O, Petersburg otelinde ikamet ediyor. Bu adam, Eski Türklerin bütün gizli fikirlerine vâkıf olacak kadar ince bir maharete mâliktir. Eski Türkler'in reisi de bir binbaşıdır. Bu da Makedonya otelinde ikamet ediyor. Her iki grup, ictimalarını ayrı yaparlar ve kararları gizli tutulur. Daima da bu kararlar elde edilir ve keşfolunur. Bu kabilden olmak üzere hususi bir mesken tutan Genç Türkler'in reisi birkaç gün akdem İstanbul'da Talat Bey'e hususi bir adam vasıtasıyla bildirdi ki, Eski Türkler Paris'ten nâm-ı müstearla mektup almışlardır. İstanbul'da Eski Türkler' den altı kişi tevkif olundu. Yeni-Eski Türkler arasındaki karşılıklı hafiyelik gâyesine varmıştır. Gruplardan her ikisi de bilir ki, yüzbaşı X ne zaman çıkmıştır ve nereye gitmiştir, yarım saat evvel onbaşı Y nerede ve ne haldedir? Her iki grubun da İstanbul ile hutût-ı muvâsalası vardır. Bütün bunlar gösteriyor ki, Yeni-Eski Türkler arasındaki kavgalar hadd-i gâyesine ulaşmıştır. Türkiye'ye dönüşte eski defterleri temizleyeceklerini ne biri, ne de diğeri gizlemiyor.
Sayfa 52 - TruvaKitabı okudu
Şükrü Paşa'nın emriyle bütün otelleri bir heyet halinde dolaşarak zabitlerimizi siyasetle uğraşmamaları için ikaz etmiştik.
Sayfa 53 - TruvaKitabı okudu
Memleketimizde çok acı hatıralarla seyahat etmiştik. Edirne'de vazifemizi görmüş ve esir düştüğümüz zaman kılınçlarımızı kırmıştık. Şimdi trenimiz bizi Edirne'ye kılınçsız indirdi. Mevki-i müstahkem kumandanlığında çaya bizi kılınçsız olarak davet etmişlerdi. Ben kendi hesabıma evvela bir kılınç aldırdım ve onu takarak gittim. Ve orada kolordu kumandanı Hurşid Paşa'ya da bu yolsuzluğu şikayet ettim. Dedi ki: -Ordunun bu kadar zâbite kılınç hediye edecek parası yok! Dedim: -Parası her zabitten alınabilirdi. Çok ümit ettik ki, Mustafa paşa hududunda bize kılınç taktırırsınız. Halbuki vazife gördüğümüz kaleye zâbitan heyetini kılınçsız sokmakla askerî tarihimize acı bir levha konmuş oldu. Ne gariptir ki, Çorlu istasyonunda, başkumandan İzzet Paşa Çorlu'da olduğu halde görünmedi. Ve Edirne müdâfii Şükrü Paşa ve kale erkan ve ümerâsı ve heyet-i zâbitanı layık olduğu karşılamaya hiçbir yerde mazhar olamadı.
Sayfa 55 - TruvaKitabı okudu
İstiklal Harbi'mizin siyasi ve askeri planları ve bunları tatbikleri için Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir Paşalar arasındaki muhabere ve vesikaları da tamamıyla gördüm ve okudum. Gerçi İzmir, Maraş, Urfa, Antep gibi yerlerimizin işgallerinden sonra yer yer milli kuvvetlerimiz kükremiştir; fakat, feláketi daha vukuundan evvel gören ve tedbirler hazırlayan ve tatbik sahasında icap ettikçe Atatürk ile de çekişen yalnız Kazım Karabekir Paşa olduğu evrak üzerinde dahi görülmektedir.
Sayfa 59 - TruvaKitabı okudu
Reklam
163 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.