Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nasreddin Hoca Fıkraları

Nasreddin Hoca

Nasreddin Hoca Fıkraları Sözleri ve Alıntıları

Nasreddin Hoca Fıkraları sözleri ve alıntılarını, Nasreddin Hoca Fıkraları kitap alıntılarını, Nasreddin Hoca Fıkraları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bir gün Nasreddin Hoca'ya sordular: ' sen bilgin bir kişisin Hoca; bize söyler misin, cenaze götürülürken, tabutun arkasında mı, önünde mi, sağında mı, solunda mı bulunmak sevap?' Hoca, ' Tabutun içinde bulunmayın da neresinde bulunursanız bulunun sevaptır."
Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
"Bir gün Nasreddin Hoca'ya sormuşlar: 'Hoca! Niye gece yatarken gözlüğünü çıkarmıyorsun?' 'Düş görürsem iyi göreyim diye,' demiş."
Sayfa 130 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Etmeyin çocuklar! Şu kavuğumu verin de gideyim."
Sayfa 91 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Dalsız Budaksız Ağaç
"Küçük Nasreddin, Akşehir'e ilk ayak günlerden birinde, bir minareden müezzinin ezan okuduğunu görünce aşağıdan bağırmış: ' Duyduk bey amca, ama sen öyle dalsız dudaksız bir ağaca çıkmışsın ki, ben seni nasıl gelip kurtarayım!"
Sayfa 3 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Küçük Nasreddin, Akşehir’e ilk ayak bastığı günlerden birinde, bir minareden müezzinin ezan okuduğunu görünce aşağıdan bağırmış: “Duyduk bey amca, ama sen öyle dalsız budaksız bir ağaca çıkmışsın ki, ben seni nasıl gelip kurtarayım!”
"Bir gün Nasreddin Hoca'ya sormuşlar: 'Hoca! Yeni ay doğunca, eskisini ne yaparlar?' 'Ne yapacaklar!' demiş. 'Kıtpıp kırpıp yıldız yapacaklar!"
Sayfa 108 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Uykum Kaçtıda Onu Arıyorum
"Bir gece Nasreddin Hoca sokakta geziniyormuş, Memleketin Subaşısı kol gezerken onunla karşılaşınca: 'Efendi! Gece yarısı sokakta ne arıyorsun.' diye sormuş. Hoca: 'Uykum kaçtı da onu arıyorum!' demiş."
Sayfa 73 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Bir gün Nasreddin Hoca eşeğini yitirmiş. Hem arar, hem Allah’a şükredermiş. “Hoca! Niye şükrediyorsun?” diye sormuşlar. “Üstünde olmadığıma şükrediyorum,” demiş. “Üstünde olsaydım ben de onunla birlikte kaybolacaktım.”
Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini bırakmamış. Sonra: – Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim? Hoca ne yapsın? – Haklısın, demiş. Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp tutmaya, yok bana şöyle, yok böyle yaptı demeye. O da Hoca’ya sormuş: – Haklı değil miyim? Hoca: – Vallahi çok haklısın, demiş. Adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan Hoca’nın karısı bu işe şaşırmış kalmış. – Senin kadılığında bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu? Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp: – Hanım, demiş. Galiba sen de haklısın.
Bir gün Nasreddin Hoca'yı Antep'te bir köpek ısırıp kaçmış. Uzun bir süre sonra, Sofya'da eline geçirdiği bir köpeği dövmeye başlayan Hoca'ya: "Be adam! Niye dövüyorsun hayvanı?" diye sormuşlar. "Beni Antep'te ısırmıştı," demiş Hoca. "Yahu, bu o köpek olabilir mi?" "Biliyorum, olamaz, ama bu da onun soyundandır."
Sayfa 122 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hiçbir şeyin karşıtı belirlenmedikçe, aslı kesinlik kazanmaz.
Hoca Nasreddin Efendi Akşehir'de bir gün vaaz için kürsüye çıkıp: — Ey mü'minler! Ben size ne söyleyeceğim bilir misiniz? Der. Cemaatin "Bilmeyiz" demeleriyle Hoca: — Siz bilmeyince ben size ne söyleyeyim, deyip kürsüden iner, bırakır gider. Yine bir gün kürsüye çıkıp evvelki sualini tekrar edince bu sefer de cemaat "Biliriz" derler. Hoca: — Madem ki biliyorsunuz, o surette benim söylemekliğime ne lüzum kalır? Der, yine çekilir gider. Cemaat hayrette kalarak: — Efendi bir daha kürsüye çıkarsa kimimiz bilir, diğer kimimiz bilmeyiz diyelim, diye karar verirler. Hoca yine bir gün kürsüye çıkıp ahaliye evvelki sualini tekrar ederek "Kimimiz biliriz, kimimiz bilmeyiz" cevabını alınca, ciddiyetine hiç halel getirmeyerek: — Ne kadar âlâ, öyle ise bileniniz bilmeyeninize anlatsın, demiş
Molla Nasreddin'in gönlü varlıklı bir ailenin kızına düşmüş. İstetmiş, vermemişler. Arkadaşları soruyorlarmış: "Ne oldu Molla? Kızı veriyorlar mı?" "Daha işin yarısındayız..." diyormuş. "Ne demek yarısındayız?" "Ben istedim, olmadı. Bir de kız istesin bakalım."
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir gün Nasreddin Hoca mahalle mescidinde vaaz vermek için kürsüye çıkmış. Ama aklına söyleyecek hiçbir şey gelmiyormuş. Halkın ne diyecek diye beklediğini gördükçe büsbütün sıkılıp âdeta dili tutulmuş. Sonunda: "Ey ahali! Siz benim ne konuşkan bir kişi olduğumu bilirsiniz," demiş. "Ama işte kürsüye çıktım, aklıma hiçbir şey gelmiyor." Meğer tam kürsünün dibinde Hoca'nın oğlu oturuyormuş. Bu son sözleri duyunca başını kaldırıp: "Baba!" demiş. "Hiçbir şey aklına gelmiyorsa, kürsüden inmek de mi gelmiyor?"
Sayfa 23 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ben de Ona Değer Biçmiştim Zaten Bir gün Nasreddin Hoca'yı Timur hamama götürmüş. Hem yıkanır, hem söyleşilermiş. Bir ara Timur sormuş : "Hoca! Beni pazarda satsalar kaç akçe ederim?" Hoca : "Kalk, karşımda şöyle bir yürü bakayım," demiş. Timur peştamaliyle bir aşağı, bir yukarı gidip gelmiş: "Uzatma Hoca! Söyle!" "Altmış akçe edersin!" Timut sesini yükseltmiş: "Be Hoca! Benim yalnız peştamalim altmış akçe eder!" Hoca önüne bakmış: " Ben de ona değer biçmiştim zaten!"
Sayfa 190
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.