Nasrettin Hoca Hikâyeleri sözleri ve alıntılarını, Nasrettin Hoca Hikâyeleri kitap alıntılarını, Nasrettin Hoca Hikâyeleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Derler ki: -"Düğün var falanca yerde.
Kazanlar dolusu pilavla zerde!
Galiba şimdi de yemek zamanı..."
Görmeyin Hoca?daki heyecanı.
Bir anda zihni allak bullak olur.
Ne yapsa da gitse düğün evine?
Düşünür taşınır, çareyi bulur.
Çabucacık bir zarf alır eline;
Alı al moru mor, kapıya damlar.
Açıp ne istediğini sorarlar.
-"Bir mektubu var da ev sahibinin;
Onu getirmiştim..." -"Eh! Buyrun, girin."
Sırtında samur bir kürk, görünür ev sahibi.
Hoca zarfı eline tutuşturduğu gibi
Geçer kurulur sofranın başına;
Çala kaşık dalar düğün aşına.
Adam bakar bakar zarfın üstüne;
Sonra Hoca'ya der ki: -"Yahu, bu ne?
Üzeri yazılı değil bu zarfın."
Hoca içine gömülüp hoşafın:
-"Aceleye geldi, der, af buyurun;
İçi de yazılı değildir onun."
Bir sabah Hoca'nın karısı ölür; Yıkanır, tabuta konur, gömülür. Hoca fena üzülür.
Derdi de üst üste verir yaradan:
Daha beş on gün geçmeden aradan; -Sizlere ömür Eşek de ölür.
Hoca yine üzülür.
Üstelik bu sefer üzüntü geçmez;
Garip Hoca, günlerce yemez içmez
Bu hâl komşulara pek merak olur;
Bunlardan biri bir gün gelir Hoca'yı bulur.
"Hocam,” der, "karın öldü, iki gün üzülmedin; Eşek öldü, on gündür bir defacık gülmedin. Gezsen dolaşsan bari, derdini yatıştırır.” Hoca hemen cevabı yapıştırır:
"Karım öldü, geldiniz; neler söylemediniz!
'Sen hiç üzülme, Hoca, kadın mı yok?' dediniz.
Eşeğe geldi sıra; ne çare, gitti giden;
Çıkmadı içinizden yeni eşek vadeden.”