Adalet Cimcoz’a Mektuplar / 1945-1950

Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları

Şükran Kurdakul

En Yeni Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları sözleri ve alıntılarını, en yeni Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Şiir dediğin nesne yılan gibi olmalı, hem her parçası ayrı ayrı yaşayabilmeli, hem de bütünü bir kat daha kuvvetle hayatiyet kazanmalı.''
12 Ekim 1945
Kale kapısından çıkarken ölümle buluşmak üzere dönüp baktığımızda son defa şehre, sevgilim, şu sözleri söyleyebileceğiz: ''- Pek de öyle güldürmedinse de yüzümüzü, çalıştık gücümüzün yettiği kadar --------------------seni bahtiyar --------------------kılalım diye.'' Devam ediyor bahtiyarlığa doğru gidişim, --------------------devam ediyor hayat.. İçimiz rahat, Gönlümüzde hakkedilmiş ekmeğine doymuşluk, Gözümüzde ışığından ayrılmanın kederi -------------------işte geldik gidiyoruz ---------------------şen olasın Halep şehri * Nâzım Hikmet Ran
Reklam
''İnsan hasrete erince sükûti oluyor.'' * Nâzım Hikmet Ran
En Mühim Mesele
Yaprakları arslan pençeli çınarlar --------------------------bin yıl yaşamakta Kestaneler üç bin Ve serviler beş bin sene ayakta. Kavaklar bile yediyüz yıl yeşil ve beyaz- Halbuki biz -----ne kadar az yaşıyoruz, kardeşlerim, ----------ne kadar az yaşıyoruz, ---------------ne kadar az. Beygirle bir ayardayız henüz ---------------bu en mühim meselede, Hattâ onun kadar bile doyamıyor dünyasına -----beygirden çok yük taşıyan çoğunluğumuz. * Nâzım Hikmet Ran
Nâzım Hikmet, Adalet Cimcoz'a yazdığı mektuplardan ikisinde Mayakovski'den etkilendiği yolundaki savlara şöyle değinmiştir: * Ben Mayakovski'yi şahsen tanıdım. Bir kere, bir yılbaşı gecesi, bir şairin evindeki toplantıda kendisine takdim edildim. Sonra şiir okurken de dinledim, fakat hâlâ en az tanıdığım şair O'dur. Sonra
''Savcıya, yargıçlarına, temyiz üyelerine ve de -ölümünden birkaç ay önce- Atatürk'e başvurularında aynı ısrarı yineleyerek sesini duyurmaya çalıştı: * ''Orduyu isyana teşvik etmedim.'' * Bu aşamada tarihe başvuruyordu artık. * ''Beni ne diye affedecekler, ben bir kusur, bir kabahat işlemiş değilim ki, af kelimesinin manasına giren bir duyguyla, bir fiille affa mazhar olayım, af dilemek gerekirse beni kanunsuz, haksız yere on yıl hapiste yatıranların benden dilemesi lazım. Her ne hal ise. Zaten ben meclise bundan dört beş ay evvel müracaat ettiğim zaman, bana karşı adli hatanın tashihi yoluyla tahliyemi istedim. Bak, bu bahis de yılan hikâyesi gibi bir kere açıldı mı bitmek bilmez.''..''
Reklam
86 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.