Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Adalet Cimcoz’a Mektuplar / 1945-1950

Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları

Şükran Kurdakul

Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları Gönderileri

Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları kitaplarını, Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları sözleri ve alıntılarını, Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları yazarlarını, Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çiçekli badem ağaçlarını unut Değmez bu bahiste geri gelmesi mümkün olmayan hatırlamamalı..
Sayfa 29 - 5 Kasım 1945Kitabı okudu
Ben eğer Tolstoy’u ve Mayakovski’yi mesela bundan on sene evvel şöyle iyice, derinden derine okumuş olsaydım ve tesirleri altında kalmak, yani onlardan bir kültür ve sanat kaynağı olarak faydalanmak bahtiyarlığına ulaşsaydım, belki de çok daha iyi bir yazıcı olurdum.
Reklam
Her ne hal ise, insanoğlunun büyük hususiyetlerinden biri de gerçekleşmesi çok zor olan şeylerin hasretini çekmesidir. Fakat güzel bir hasret.
Hayat güzeldir, ümitlidir ve hapishanede de olsa, anginle de olsa aşk ve şevkle, bütün insanlıkla birlikte yaşanmalıdır.
Peyami Safa 835 Satır’ın yayımlandığı yıl, Nâzım Hikmet şiirinin biçimsel özelliklerine değinirken şöyle yazar: “…O sadece ağlamayan, haykıran zekâsının malzemesini eski insanlıktan edindiği halde, çatısını yeni bir teknikle kuran, ona müstakbel dünyaların rengini veren büyük bir kalfa mimarıdır. En yeni binalarda kullanılan taşlar da bu dünya kadar eskidir. Nâzım bilir.”
Sayfa 86
Reklam
#1000K
NÂZIM'IN BİLİNMEYEN MEKTUPLARI * ''Nâzım Hikmet'in Adalet Cimcoz'a yazdığı mektuplardan, elimizde bulunan otuz dokuzu Bursa Hapishanesi'ndeki son beş yılına tanıklık ediyor. 1945-1950. (..) İçerde de içindeki özgürlüğü duyanlardan Nâzım. Denizi, ormanları, şehirleri, yolculukları, eve dönüşleri, kadınları ile yaşamın
''Nâzım Hikmet tarihsel maddeci dünya görüşünü benimsedikten sonra bu felsefi görüşe karşı olan düşünür ve yazarları alaya alan yergi şiirleri yazmıştır. Bu kişilerden Berkley (Georges, 1685-1753) idealist felsefenin kurucusu sayılmaktadır. Madde'yi reddederek bilginin görevinin doğayı yaratanın (Tanrının) dilini çözmeye çalışmak olduğunu ileri süren Berkley'i, ''Behey onsekizinci asrın filozof piskoposu/felsefeden tüten günlük kokusu/başımızı döndürmek içindir.'' dizeleriyle yargılarken, ''filozof katil'', ''sermayenin altın sesi'', ''karar kuşaklı keşiş'', ''tilkilerin şahı tilki'', ''bir karış boyuna bakmadan Karpat'ları inkâr eden cüce'' vb. nitelemelerle mahkûm eder. (Berkley, 835 Satır).''
''Bak sana bir şey söyliyeyim mi, hani ölmez sağ kalır da çıkmak nasip olursa, Hazreti Mevlana'ya taş çıkartan aşk şiirleri yazacağım. Mamafi, Hazreti Süleyman kadar, bu işi beceremeyeceğimi itiraf ederim. Eğer çoktandır okumadınsa, Süleyman'ın neşideler neşidesini hemen bulup oku. Mehmet Ali'ye de söyledim ya, onun ayarında bir aşk şairi ne gelmiş ne gelecek.''
''..ne severim o şarkıyı; kış geldi firak açmadadır sinede yâre, şu bizim şehirli ve köylü halk sanatkârının ''yara''ya ''yâre'' demesi pek hoşuma gider.''
Reklam
''..söz söylenmeğe değer olacak, sonra bunu en uygun, en mükemmel kalıba döküp, o kalıbın mükabil tesirinden de faydalanarak söylenecek. Yani sahici, okunmağa değer ve ''bu yazılmasaydı yazık olurdu'', denilecek şiiri döktürmek çok zor iş. Ben kendi payıma bir iki iyice şiir yazdımsa, bunların hepsinin muhtevasını önceden iyice pişirdim, sonra en uygun şekillerini, ne çeşit kafiye ile, ne çeşit vezinle yazılacağını, uzunluğunun aşağı yukarı ne olabileceğini, dilinin edasını, çeşnisini peşinen kestirmeğe çalıştım, yani çok zor bir mesaiden sonra işe koyuldum. Bundan dolayı da iyice şiirlerim, maalesef, gayet azdır.''
''Şiir dediğin nesne yılan gibi olmalı, hem her parçası ayrı ayrı yaşayabilmeli, hem de bütünü bir kat daha kuvvetle hayatiyet kazanmalı.''
12 Ekim 1945
Kale kapısından çıkarken ölümle buluşmak üzere dönüp baktığımızda son defa şehre, sevgilim, şu sözleri söyleyebileceğiz: ''- Pek de öyle güldürmedinse de yüzümüzü, çalıştık gücümüzün yettiği kadar --------------------seni bahtiyar --------------------kılalım diye.'' Devam ediyor bahtiyarlığa doğru gidişim, --------------------devam ediyor hayat.. İçimiz rahat, Gönlümüzde hakkedilmiş ekmeğine doymuşluk, Gözümüzde ışığından ayrılmanın kederi -------------------işte geldik gidiyoruz ---------------------şen olasın Halep şehri * Nâzım Hikmet Ran
''İnsan hasrete erince sükûti oluyor.'' * Nâzım Hikmet Ran
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.