Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

2017 Ağustos

Nihayet - Sayı 32

Nihayet Dergi

En Beğenilen Nihayet - Sayı 32 Gönderileri

En Beğenilen Nihayet - Sayı 32 kitaplarını, en beğenilen Nihayet - Sayı 32 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Nihayet - Sayı 32 yazarlarını, en beğenilen Nihayet - Sayı 32 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Köylüden süt alacağıma gider 2.5 litre kola alırım köylü kalkınmasın
Hemen bir kola açıp ikrama girişti ki, tam bir çelişkiler yumağının içindeydik. Neden kola içmediğimizi söyledik, başka şeyler ikram etmek istedi. “Endüstriyel ürün yemeyiz” dediğimizde, “Nasıl şehirlisiniz, artık sizin gibi köylü bile bulunmaz” dedi.
Aldatılmadın çakallık yaptın
Muhtara, köyün geleneksel fasulyesinden bize biraz vermesini istedik. Bir ah çektikten sonra, “Kalmadı” dedi. Neden? “Ziraat yani devlet bize daha verimli diye başka tohumlar dağıttı. Evet, ilk yıllarda iyi verim aldık, ama artık verim vermiyor, meğer aldatılmışız…” Eski tohumdan bir adet de mi bulamayız? “O şimdi altından kıymetli ama öldü, yok!”
Reklam
tşak geçmişler
Türk’e ait olan değerleri, orada köyde, köylü halkın dehasında bulacağız diye bir yüceltme var.
“Köylüleri niçin öldürmeliyiz” aşamasından, “köylüleri nasıl öldürmeliyiz” aşamasına geçmiş olabiliriz.
Rahatlık battı da ondan
Su, dün köy çeşmelerinden sağlanırken, bugün her eve su faturası geliyordu. Eskiden bulgurunu, ununu, eriştesini, peynirini, ekmeğini, salçasını, kurutmalıklarını yapan; koyun, keçi besleyip, kendi taze sütünü içen; yoğurdunu,ayranını, tereyağını yapan köylü gitmiş; yerine sanki bambaşka bir gezegenden ithal edilmiş varlıklar gelmişti.
Kendilerine özel ilaçsız bahçe yapıyorlar
Köy köylükten çıkmış, köylü köylülükten…Hibrit tohumlar ve kimyasal zehirlerle büyüttüklerini piyasaya satan amma kendisi için özel üretim yapan uyanıklar da az değil.
Reklam
Şükrü Erbaş’ın “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?” adlı şiirinde söylendiği gibi. Çünkü onlar ağırkanlı adamlardır, değişen dünyayı umursamazlar, kayıtsızca direnerek yaşarlar, kaba ve kurnazdırlar, paraları olsa da yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır, gazete okumazlar, temiz giyinmezler, dişlerini fırçalamazlar, karılarından önde yürürler, gökyüzünden bereket beklerler, yoksulluktan kıvrandıkları hâlde şükür içinde olurlar.