Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlk Beş Yüzyıl

Nikomedeia ve Hıristiyanlık

Zafer Duygu

Nikomedeia ve Hıristiyanlık Sözleri ve Alıntıları

Nikomedeia ve Hıristiyanlık sözleri ve alıntılarını, Nikomedeia ve Hıristiyanlık kitap alıntılarını, Nikomedeia ve Hıristiyanlık en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitabın konusu özetle...
Bu araştırma, bugün dünyanın en büyük dinlerinden birisi olan Hristiyanlığın ilk beş yüzyıldaki tarihsel serüvenini Bithynia bölgesi özelinde ve özellikle de bu bölgenin başlıca şehirlerinden Nikomedeia (İzmit) merkezli olarak ele almaktadır.
Pagan dininin geleneksel kehanet anlayışına fazlasıyla itibar ettiği ve çeşitli hurafelerin peşinden koştuğu iddia edilen Diocletianus, kilise tarihçilerine göre tanrılara sunduğu kurbanların başarısını engelledikleri gerekçesiyle, politik bağlamda değerlendirildiğinde ise muhtemelen "yabancı" ve "ulusallık karşıtı" olmakla suçladıkları için Hristiyanlara karşı oldukça geniş çaplı bir kovuşturma politikası başlatmıştır. Diocletianus'un muhtemelen burada temel gayesi tıpkı politik bir amaç olduğu gibi imparatorluk dahilinde dini yönden de uyum ve birliği sağlamaktır. Nitekim aynı amaçla 302 yılında Mani dini taraftarlarına karşı da bazı kovuşturmalar yapılmıştır.
Reklam
Lukianos'un yaşamı hakkında pek az şey bilinmekte ise de onun son derece etkili bir ilahiyatçı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Doğrusu Antiokleia'da kurmuş olduğu İlahiyat Okulu'na mensup çok sayıda ilahiyatçı, ölümünden sonra biraz da onun takipçileri olarak görülmeleri sayesinde meşhur olmuşlardır. Tarsoslu Diodoros, Mopsouestialı Theodoros ve Nesturî Hıristiyanlık tabir edilen teoloji geleneğine ismini veren Nestorios gibi etkili teologların dışında, bu ekolü temsil eden diğer bazı ilahiyatçıların Lukianos'un öğrencisi olmaktan bilhassa onur duydukları hissedilmektedir. Söz gelimi Arius ile Nikomedeialı Eusebios bu bakımdan örnek olarak gösterilebilir. Zira IV. yüzyılda Hıristiyanlık dünyasındaki entelektüel tartışmalar arasında ilk sırayı işgal eden Ariusçuluk, bizzat Ariusçu ruhbanlar tarafından Lukianos'un teolojik görüşleriyle özdeşleştirilmektedir. Zaman zaman Bithynia'ya geldiği bilinen Arius ile Nikomedeia'nın piskoposu Eusebios dışında, Eudoksios, Demofilos, Nikaia'nın piskoposu Theognis ve Khalkedonlu Maris gibi şahsiyetler de bu bağlamda bir çırpıda akla gelen Bithynialı ruhbanlardır.
Antiokheialı Lukianos, Hıristiyanlığın genel tarihi açısından olduğu kadar Nikomedeia'daki geçmişi bağlamında da büyük önem taşıyan bir tarihsel figürdür. Lukianos, rivayete göre Hıristiyan bir ailenin oğlu olarak Samosata'da doğmuştur. Hıristiyan teolojisi alanında yaptığı ihtisasın ardından Tarsoslu Diodoros ile Mopsouestialı Theodoros gibi önemli ilahiyatçıları yetiştirecek olan ve Mesih'in beşeri boyutunu vurgulaması veya ön planda tutmasıyla tanınan Antiokheia İlahiyat Okulu'nu kurmuştur. Ancak Roma yönetiminin Hıristiyanları hedef alan bir kovuşturması sırasında Antiokheia'da tutuklanarak Bithynia bölgesindeki Nikomedeia'ya getirilmiştir. Rivayete göre, burada bir süre zindan hayatı yaşamış ve çeşitli işkenceler çekmiştir. Nitekim Hıristiyanlık geleneği Lukianos'un Maximinus Daia'nın kovuşturmaları sırasında şehit edildiğini söylemektedir. Onun ölüm tarihi olarak da 7 Ocak 312'ye atıf yapılmaktadır.
Nikomedeia'daki Büyük Kilise’nin yıkılarak yok edilmesi, Roma İmparatorluğu'nun dört bir tarafında yaşanacak aynı tarzdaki hadiselerin muhtemelen ilki olmuştur. Ancak Diocletianus'un endişesi de haklı çıkmıştır. Zira Büyük Kilise’nin yakılmasından kaçınılmasına karşın kısa süre sonra Nikomedeia'daki kraliyet sarayında patlak veren yangın büyük panik yaşanmasına yol açmıştır. Anlatıldığına göre bu yangından da Hıristiyanlar sorumlu tutulmuşlardır ve bu yüzden üzerlerindeki kovuşturmanın şiddeti arttırılmıştır. Hıristiyan yazarlara göre, hemen ertesi günden itibaren, bilhassa yaz aylarında ve bir sonraki yıl Nikomedeia'dan yayımlanan imparatorluk fermanlarıyla bütün kiliselerin temellerine kadar yok edilmesi, Hıristiyanlara ait kutsal kitapların ateşte yakılması, mevki ve statü sahibi Hıristiyanlara ait rütbelerin ellerinden alınması ve ruhbanların zincire vurularak pagan tanrıları adına kurban sunmaya zorlanmaları emredilmiştir. Bu bir sürpriz değildir, çünkü Diocletianus Hristiyanların ordudan ve önemli memuriyetlerden uzaklaştırılmaları yönündeki kararlarını zaten daha önceden uygulamaya koymuştur.
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.