Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlk Beş Yüzyıl

Nikomedeia ve Hıristiyanlık

Zafer Duygu

Sayfa Sayısına Göre Nikomedeia ve Hıristiyanlık Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Nikomedeia ve Hıristiyanlık sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Nikomedeia ve Hıristiyanlık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu araştırma, bugün dünyanın en büyük dinlerinden birisi olan Hıristiyanlığın ilk beş yüzyıldaki tarihsel serüvenini Bithynia bölgesi özelinde ve özellikle de bu bölgenin başlıca şehirlerinden Nikomedeia (İzmit) merkezli olarak ele almaktadır.
Sayfa 9 - Önsözden
Kitabın konusu özetle...
Bu araştırma, bugün dünyanın en büyük dinlerinden birisi olan Hristiyanlığın ilk beş yüzyıldaki tarihsel serüvenini Bithynia bölgesi özelinde ve özellikle de bu bölgenin başlıca şehirlerinden Nikomedeia (İzmit) merkezli olarak ele almaktadır.
Reklam
Hıristiyanlık tarihinin evrensel nitelik taşıyan ilk kilise meclisi 325 yılında 20 Mayıs ile 19 Haziran tarihleri arasında Bithynia'nın Nikaia şehrinde toplanan konsildir. Bu konsil Hıristiyan ilahiyatı açısından inanca ilişkin son derece önemli bazı kararlar almıştır.
Sayfa 18
Roma Kilisesi'nin (..) iddiasına göre, onun Hıristiyanlık dünyasındaki üstün statüsüyle boy ölçüşmek mümkün değildir; çünkü onun üstünlüğü "apostolik"¹ kökeninden gelmektedir. _____ ¹ Bir kilisenin "apostolik" olma iddiasında bulunması, o kilisenin (...) [Havariler Çağı'nda] ve İsa'nın havarileri veya havarilerce görevlendirilen öğrencilerden birisi tarafından kurulmuş olduğunu iddia etmesi demektir.
Sayfa 21
Hristiyanlık geleneği tarafından "havariler çağı"nı, yani havarilerin İsa'nın ölümünden sonraki icraatlarını anlattığı ve Luka tarafından kaleme alındığı öne sürülen elçilerin işleri kitabı, aslında İsanın gerçek Havarilerini gölge birer figüre dönüştürmek suretiyle kendi kendisini ölen ve dirilen Mesih'in başlıca havarisi ilan eden Pavlusu meşrulaştırma ve onunla havariler arasındaki derin anlaşmazlıkları gizleme amacı taşıyan bir çalışma olarak görülmektedir.
Pontoslu bir piskoposun oğlu olarak 85 yılı civarında Pontos'un önemli liman şehri Sinope'de doğduğu rivayet edilen Markion, Hıristiyan teolojisi üzerine yaptığı çalışmaların neticesinde Mesih'e ait olduğu öne sürülen pek çok öğretinin İsailoğulları tarafından benimsenen Yahudi kutsal yazılarındaki Tanrı ile uyuşmazlık içinde olduğuna kanaat getirmiştir. Markion, bu kanaatinden hareket ederek II. yüzyıl ortalarından itibaren düalist karakterli bir tanrı anlayışına dayanan ve dönemin ana akım geleneğe mensup Hıristiyanlarına göre “aşırı uç" bir öğreti neşretmeye başlamıştır. Buna göre, Tanah tarafından tanıtılan Tanrı, Mesih'in anlattığı Tanrı değildir; Mesih, Markion tarafindan Demiurge diye anılan sevgi dolu başka bir Tanrı'yı vaaz etmiştir. Bu anlayışın doğal bir uzantısı olarak Markion'a göre İncillerin Yahudi kutsal yazılarıyla uyuşması olanaksızdır.
Reklam
III. yüzyıl ortalarında (...) Roma Kilisesi ile bazı Doğu ve Afrika kiliseleri arasında "vaftiz" olma ritüeline ilişkin bir anlaşmazlık baş göstermiştir. Anlaşmazlığın temeli, "sapkın" kabul edilen kimselerce yapılmış vaftizlerin geçerli sayılıp sayılamayacağı yönündeki bir sorunun çözümüyle ilgilidir. Papa Stephanus, "sapkınlar" tarafından yapılmış bile olsa, "Oğul" adına veya "Baba, Oğul ve Kutsal Ruh" (teslis) adına icra edilmiş olan vaftizlerin geçerli sayılması gerektiği yönünde bir kanaate sahipti. Karkhedonlu Kyprianos ile Kaisareialı Firmianos başta olmak üzere önde gelen bazı Doğu'lu ruhbanlar ise bu gibi vaftizlerin tamamen hükümsüz ve geçersiz olduğu iddiasını öne sürmüşlerdir.
Sayfa 42
İsa’nın ölümünden kısa süre sonra ortaya çıkıp zaman ilerledikçe Hıristiyanlık bünyesinde dallanıp budaklanan ve Markion veya Montanus örneklerinden de görüldüğü üzere II. yüzyılda Hıristiyanlık aleminin dört bir tarafında etkili olan teolojik içerikli anlaşmazlıklar, Dionysios’un yaşadığı III. yüzyıl ortalarında da sürüp gitmektedir. Hıristiyanlık tam da bu sıralarda İmparator Decius döneminde kısa, fakat kilise yazarlarınca ağır olduğu öne sürülen bir kovuşturma dönemi geçirmiştir. Bunun sonrasında Roma Kilisesi ile bazı Doğu ve Afrika kiliseleri arasında "vaftiz" olma ritüeline ilişkin bir anlaşmazlık baş göstermiştir. Anlaşmazlığın temeli, "sapkın" kabul edilen kimselerce yapılmış vaftizlerin geçerli sayılıp sayılamayacağı yönündeki bir sorunun çözümüyle ilgilidir. Papa Stephanus, "sapkınlar" tarafından yapılmış bile olsa, "Oğul" adına veya "Baba, Oğul ve Kutsal Ruh" (teslis) adına icra edilmiş olan vaftizlerin geçerli sayılması gerektiği yönünde bir kanaate sahipti. Karkhedonlu Kyprianos ile Kaisareialı Firminianos başta olmak üzere önde gelen bazı Doğu'lu ruhbanlar ise bu gibi vaftizlerin tamamen hükümsüz ve geçersiz olduğu iddiasını öne sürmüşlerdir. Roma Kilisesinde o sıralarda yaşanan papalık çekişmesi çerçevesinde bu anlaşmazlığın hacmi zaman geçtikçe daha da büyümüştür.
IV. yüzyılın birinci çeyreğinde yaşanan ve Hıristiyanlık tarihi açısından son derece büyük önem taşıyan "Diocletianus zulmü", "Tolerans Fermanları" veya "Nikaia Konsili" gibi tarihsel gelişmelerin Bithynia merkezli cereyan ettikleri bilinmektedir. Burada şüphe yok ki Roma İmparatorluk yönetimi açısından siyasî ağırlık merkezinin III. yüzyıl sonlarında Bithynia'ya kayması önemli bir belirleyici faktör olmuştur.
Sayfa 44
IV. yüzyıl Hıristiyanlık tarihinin en önemli kırılma dönemi olarak nitelenebilir. İmparator Diocletianus (285-305) döneminde Hıristiyanlara karşı girişilen geniş çaplı kovuşturma hareketi IV. yüzyılın birinci çeyreğinde, daha ziyade 303- 305 yıllarında yaşanmıştır. Hemen sonrasında, 310'lu yıllarla beraber birtakım fermanlarla Hıristiyanlığın devlet tarafından yasal bir din olarak tanındığı ve İmparator Constantinus (ö. 337) dönemiyle birlikte kilisenin ülkedeki siyasî yapıyla eklemlenmeye başladığı görülmektedir. Hıristiyanlık bünyesinde I. yüzyıl ortalarından beri süregiden teolojik tartışmalar IV. yüzyılın birinci çeyreğinden itibaren daha da alevlenmiştir. Hıristiyanlığın evrensel nitelikli ilk kilise meclisi olan Nikaia (İznik) Konsili yine bu dönemde (325) toplanmıştır. IV. yüzyılın ikinci yarısı ise bir yanda teolojik çalkantılar içinde “Hıristiyanlık' ve "Ortodoksluk" gibi tabirlerin tanımlanmaya çalışıldığı, öte yanda Hıristiyanlığın paganizm ile mücadeleye kalkışıp resmi devlet dini haline dönüştüğü gelişmelere tanıklık etmiştir.
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.