Bu öyle bir konuşmadır ki orada bütün bir gönül gürül gürül çağlar, muhabbet dağları kucaklar, iman öyle bir üslupla dile gelir ki konuşmanın her bir paragrafından bir kitap çıkar. O konuşmada merhum Gemuhluoğlu'nun beni çok ilgilendiren, hayatım boyunca beni düşündüren, bir nevi hiç yanı başımdan ayrılmayan bir muallim gibi benimle gezen bir talimatı vardır: "Tarihe dost olmak, coğrafyaya dost olmak."