Umutlarımı yitirmiştim. Ama düşüncelerim değişmiyordu. Sonuna kadar da değişmeyecekti. Böyle, yalnız, böyle hiçbir şeysiz de olsa, aradıklarımı bulmak, amacıma ulaşmak için bütün olasızlıklarımı zorlayacaktım. Kararım kesindi.
Bütün ormanı yoketmek gerekir
Yoketmek bütün kötülüklerin ormanını
Çimlerin zehirli soluğudur seni sol duran
Yoket, içindeki bencilliği
Uğrat ruhundan dışarı, kötülükleri yoket Sonbaharda lotos çiçekleri gibi
Bu haykırış, biraz önce, tüm bir medeniyetin yozluğuna karşı içimde verdiğim mücadele için de uygun bir sonuç gibi geldi bana. Gerçek ile yalan arasında seçim yapmış olan bir ruhun savaşının sonu. Ormanda gürültülü yankılar uyandırdı. Ve kendi kendime, Doğa'nın beni mücadele ederken gördüğünü, beni işittiğini ve anladığını söyledim, çünkü berrak sesiyle zafer haykırışıma yanıt veriyor, bu çilenin ardından beni çocuklarından biri olarak kabul ediyordu.
Bütün Avrupalı bayağılıklardan, kabalık ve alçaklıklardan usanmıştım. Avrupalı olan her şey bana tiksinti veriyordu. Ülkenin derinliklerine dalmak, Avrupalılık bulaşmamış yerlilerle tanışmak istiyordum.