Ama öyle şeyler oluyordu ki, ben istediğim bahaneyi uydurayım, istediğim çiçeği ekeyim, balkonu botanik parkına çevireyim, "Canım evim" diye duvarlara falan sarılayım, kapıyı pencereyi dışarının çirkinliğine istediğim kadar sıkı sıkı kapatayım, dışarıda fokur fokur kaynayan cinnet açık unuttuğum bir aralık bulup içeri süzülüyor, beni ağılı bir duman gibi sinsi sinsi zehirliyordu.