Batıkan Köse'nin okuduğum ikinci kitabı. Buraya kadarmış dedim, kitap bitince. Bundan sonra Batıkan Köse okumak yok. Hayalkırıklığına uğradım çünkü. Övülen, yere göğe sığdırılamayan yazar hakkında yorumları okuduğumda acaba bende mi bir problem var diye düşündüm. Çünkü 200'den fazla kelime oyunundan (Yazar kitaplarında sıklıkla kelime oyunlarına yer veriyor) gerçekten birkaçını beğendim. Geri kalan tüm kelime oyunları aşırı zorlama geldi. Bence bu oyunlardan kaçınsa güzel diyaloglu derinlikli hikayeler ortaya çıkacak ama bu da bir tarz sanırım. Seveni de çok hiç anlam veremesem de. Marquez benzetmesi yapılmış kendisine. Ben Marquez'in de 4-5 kitabından hiç keyif alamamıştım. Demekki bu büyülü gerçeklik dedikleri tarzı ben anlamıyorum.
Saygısızlık etmek istemem ama "Alık genç salık verdi gitti balık aldı" gibi bir cümle vardı, öykülerde. Bütün öyküler bu tarz şakalarla oluşuyor. Baba şakaları resmen. Göz devirdim okurken. Neyse uzattıkça eleştiriye girecek çok uzatmayayım.