Tepeden bakan burjuva kaltakları, proletaryanın nasıl giyindiğiyle alay ediyordu. Bir insanın giysiye niçin ihtiyacı vardı? Yalnızca üşümemek ve utancını gizlemek için.
Hiç kuşkusuz, ahlâki bir davaya başkanlık edebilecek tek kişi Tanrının kendisiydi. Dünyevi varlıklar, kimin kimden neyi çaldığıyla ilgilenseler daha iyi ederlerdi.
Ne var ki, yeniden başlamaya uğraşan, gerçekleri ideolojiye yeğleyen, daha büyük gerçeklere geçmeden önce küçük gerçekleri bir temele oturtmak isteyen insanlar da yok değildi.