Doğrusunu söylemek gerekirse kitapların incelendiği bir dergiye nasıl inceleme yazılır bilemiyorum. İncelemenin incelemesi gibi bir şeyler olurdu. Bu sayıdaki yazıları mı incelemeli yoksa genel bir inceleme mi olmalı karar vermek gerçekten zor.
Okur, adı üzerinde biz okurlar için hazırlanmış bir dergi, hangi dergi okur için yazılmaz ki değil mi? Ama burada Okur'un farkı neredeyse tamamının kitap incelemesinden oluşuyor olması. Genel olarak genç yazarların yer aldığını söyleyebilirim. Yeni yazarlara ya da yazma yolunda olanlara yer veriyor olması güzel. Bu dergide tam 175 kitap var. Beşerin vakti kısıtlıdır. Hal böyleyken her kitabı okuyacak zamanı bulamayız bazılarını diğerlerinden ayırmalı daha nitelikli olana yönelmeliyiz. İşte bu noktada güvenilir bir kaynağın bizim için süzgeçten geçirmesi önemlidir. Okur tam da bunu yapıyor aslında süzgeçten geçiriyor ve size seçenekler sunuyor, bunu da oldukça nezih bir şekilde yapıyor. Tabi tamamen objektif seçilen kitapların incelemesi demek pek doğru olmaz neticede bir entelektüel birikimden, editörden geçiyor bütün yazılanlar.
Özelde biraz bu sayı hakkında konuşmak gerekirse bence içinde kitap geçen öyküler başlığı altında yayınlanan Mustafa Çiftci'nin kısa öyküsü bu sayının en gözde eseri olmuş. Ayşegül Genç ve Feyza Kartopu'nun yazıları tabiri caizse ben çok okurum, okuduklarım arasında kıyas yapabilirim, donanım sahibiyim diyor. Diğer genç yazarlar arasında Betül Aliusta'nın kaleminin oldukça ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim. Bir yolculuğa çıkacak olsanız çantanıza ancak bir kaç kitap sığdırabilirsiniz fakat belki de yüzlerce kitap size Okur'la yoldaşlık edebilir.
