Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bütün Öyküleri

Ölçekler

Cesar Vallejo

Ölçekler Gönderileri

Ölçekler kitaplarını, Ölçekler sözleri ve alıntılarını, Ölçekler yazarlarını, Ölçekler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kimse suçlu değil. Ya da sonsuza kadar hepimiz suçluyuz.
Bir şeyin hangi durumda olduğunu umursamayan insan neye dayanarak o şeye son verip diğer başka bir şeye başlıyor. Beyazın hangi bakış açısından bakıldığında beyaz olduğunu ve hangi sınıra kadar beyazlığını sürdürdüğünü, hangi saat yaşamaya başladığımızı, hangi saat öleceğimizi, ne zaman ağlayacağımızı, ne zaman güleceğimizi, “ben” diyen dudakların çıkardığı sesin nerede sınırlanacağını bilmeyen ve asla bilmeyecek olan insan; suç olarak nitelendirilmiş bir eylemin ne derece doğru bir şekilde yargılandığını bilmeye ulaşamayacaktır, ulaşamaz...
Reklam
Ben Tanrı olsam intihar ederdim İnsanlarla birlikte Acı çekmeyi öğrenemediğim için!
Ah, ölü olanın hırıltılı nefes alış verişleri bazen ne çok yakar ancak buna rağmen her birimizde yaşar!
Adalet insan vazifesi değildir. Olamaz. Adalet, gözle görün­mez bir şekilde işler, gizliden gizliye ve en derinlerde, mahke­meler ve hapishanelerden ayrı olarak. İyice dinleyin tüm en­lemlerin insanları! Adalet, toprak altı bir uyumda, duyuların, zihinsel salıncakların ve gözle görülenlerin ötesinde işlemeye devam eder. Sen iyisi mi kalbini keskinleştir!
Adalet yalnız şu şekilde hatasız olur; hâkimler boyalı göz­lüklerin ardı sıra bakmadığında; yasalar yazılı olmadığında; hapishaneler ve gardiyanlara ihtiyaç duyulmadığında. Demem o ki adalet işlemez, insanlar tarafından işletilemez ve insan gözüyle yürütülemez. Kimse suçlu değil. Ya da sonsuza kadar hepimiz suçluyuz.
Reklam
Ruhum oldukça hızlı bir şekilde aydınlanıyordu. Sonra başıma gelenlerin hesabı­nı yaptım. Sol göğsümde bir endişe yer etti. Sonsuza kadar kaybettiğim sevgilimin siyah ve parlak saç telinden yapılmış matkapla endişe oraya battı, üşüştü, içeriye doğru uzadı ve her yöne doğru delip geçti beni. O vakit uyuyamadım. İm­kânsızdı. Baltalanmış mutluluğun aşın ağrısından dolayı acı çekiyordum. Bahsi geçen işlenmiş ışıltıların artık düzeltile­mez sağlam kederinden, ruhumun en derin parantezlerinden çıkarak, tıpkı bana esrarengiz bir ironiyle, “ne sabah ama, evet, neden olmasın, yeniden işte, ne iyi” diyen kurtçuklar baş gösteriyorlardı.
Sayfa 69 - 1. Baskı: Haziran 2019 - Ketebe Yayınları
Saflıktan deliye dönmüş, geçici olarak gök kubbenin çivit mavisi tırnağının altında barınıyorum ve hakların en yüksek bilincine doğru, 1'den geriye, ana rakamları ellerimin geri ka­lan dokuz tırnağında topluyor, sarmalıyor ve sürüklüyorum. Aşktan deliye dönmüş halde onu ne yakıcı bir aşkla seviyorum.
Sayfa 62 - 1. Baskı: Haziran 2019 - Ketebe Yayınları
Hüküm süren hoş sohbetler, turnusol renkli çatı katındaki şen şakrak güneşli öğle yemeklerinin kardeşçe duyguları ve çiçek açan geç akşam yemekleri son buldu: Yedinci roman­tik düşüşünü yaşayan Bay Lorenz, lezzetli şeyler yemek adı­na oldukça şiddetli bir arzuyla iştahlandığında, koca çeneli Pierrot artık onun yaralı ruhunda çalıyor; hatıraların talihsiz sinek ısırıkları ve özlemin sarı katmerleri gece gündüz ona varıyordu.
Sayfa 47 - 1. Baskı: Haziran 2019 - Ketebe Yayınları
Saçlarım kırçıllı. Ben saçımı tarayadurayım, ayna göz altı tor­balarımın daha da morardığını ve tıraş edilmiş, açılı bakırlar üzerindeki acı dolu yüzümün sarılıklarıyla beni uyarıyor. Yaşlıyım. Havluyu alnımdan geçiriyorum ve ufak kırışıklıklardan göze çarpan yatay bir çizgi havluda dikkat çekiyor, tıp­kı aralıksız çalan cenaze müziğinin nota çizgileri gibi... Ben ölüyüm.
Sayfa 19 - 1. Baskı: Haziran 2019 - Ketebe Yayınları
Reklam
Bu adam bir katil. Ancak mahkemeler, doğal olarak, ondan şüp­helenmiyor çünkü hırsızın üçüncü elinden asla şüphe etmezler.
Sayfa 18 - 1. Baskı: Haziran 2019 - Ketebe Yayınları
Her ikimiz de birbirimizi sevdik, hatırlamıyor mu­sun? Dakikalar henüz bizler için hayata dönüşmeden evvel; karanlık yokluğundan sonra her ikimiz de dünyaya birbirini tekrar tanımaya gelen iki âşık gibi yeniden gelmiştik.
Sayfa 13 - 1. Baskı: Haziran 2019 - Ketebe Yayınları
Bir şeyin hangi durumda olduğunu umursamayan insan neye dayanarak o şeye son verip diğer başka bir şeye başlıyor. Beyazın hangi bakış açısından bakıldığında beyaz olduğunu ve hangi sınıra kadar beyazlığını sürdürdüğünü, hangi saat yaşamaya başladığımızı, hangi saat öleceğimizi, ne zaman ağlayacağımızı, ne zaman güleceğimizi, “ben” diyen dudakların çıkardığı sesin nerede sınırlanacağını bilmeyen ve asla bilmeyecek olan insan; suç olarak nitelendirilmiş bir eylemin ne derece doğru bir şekilde yargılandığını bilmeye ulaşamayacaktır, ulaşamaz.
Sayfa 10 - 1. Baskı: Haziran 2019 - Ketebe Yayınları
Adalet! Bu fikir tekrar aklıma geliyor. Bu adamın, isimsiz, ancak var olan, gerçek bir mevcudiyeti henüz kurban ettiğini biliyorum. Mahkûm edilmiş suçsuz yoldaşı cinayetin kıyısına bilinçsizce koymak başkasının yapacağı bir iş. Her ikisi de bu olaylar yüzünden yargılanmayı hak etmiyorlar mı? Yoksa adaletin yargılarına benzeyen ruh insan kaynaklı değil mi? Öyleyse insan ne zaman insanın yargıcıdır?
Sayfa 10 - 1. Baskı: Haziran 2019 - Ketebe Yayınları
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.