Öldürmeyeceksin
Kemal KutluÖldürmeyeceksin Sözleri ve Alıntıları
Öldürmeyeceksin sözleri ve alıntılarını, Öldürmeyeceksin kitap alıntılarını, Öldürmeyeceksin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Halk hizmetinde bir görevin sorumluluğunu yüklenmek, Süreyya yıldızından düşmekten daha çetindir.
HZ. MUHAMMED
Sayfa 529Kitabı okudu
"Ma mirov bîlasebeb terka hezkirîyê xwe dike?"
(İnsanlar aşklarını sebepsiz yere bırakır mı?)
Bir topluluğa olan öfkeniz, sizi adaletsizliğe sürüklemesin.
KUR'ANI KERİM, Maide S. 16 ncı A.
Sayfa 382Kitabı okudu
Genç adam hayalinde, kaburgalar arasından geçerek yüreğe saplanan bir çelik uçlu dikeni görür gibi oldu. Yürek o sıcacık yatağında harıl harıl çalışıp görevini yaparken birden neye uğradığını şaşıracak, kasılacak, çırpınacak ve... hareketsiz kalacaktı. Bu, bir cinayetti. Kur'an-ı Kerim, kendisini öldürmek isteyen kardeşi Kabil'e Habil'in verdiği karşılığı ne anlamlı bir ayetle naklediyordu: «Beni öldürmek üzere elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için sana el uzatamam. Alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.»
Sayfa 92 - Maide Sûresi (28)Kitabı okudu
Laçin, kendisine hiç bitmeyecekmiş gibi görünen bir iki saniye süreyle yerinden kımıldayamadı. İşte... Dereler gibi kanın akacağı, sayısız insanın hayata veda edeceği, sevdiklerinin yolunu gözleyen nice zavallının yüreklerini dağlayacak olan bir savaş gözlerinin önünde başlamıştı. İnsanlar; Adem'le Havva'nın torunları, birbirini yiyordu. Oysa Allah buyurmuştu: ÖLDÜRMEYECEKSİN!
Sayfa 371Kitabı okudu
«Öyle değil mi oğul? O Haçlıları öldürüp de tutsak yavruları kurtardığın anda... zaferi kanıksamadın mı? Savaşı anlamsız bulmadın mı? Cevap ver!
Laçin konuştu:
«Öyle. Hâlâ da aynı kanıdayım.»
- «Ve aynı kanıda olmaya devam edeceksin. Çünkü... çünkü yenilgiyi tatmadın. Oysa ben... Ben tattım onu! Yenildim ve düşmanın ayakları altında kaldım. Yaralanmış, yarı ölü haldeydim. Komutam altındaki yiğitlerden en bahtlı olanları ancak benim durumumdaydılar.. Yenilginin ne olduğunu anlayınca zaferin tadını hâtırladım birden... Ulu Tanrım seni korusun, sana yenilgi göstermesin oğul. Ulu Tanrım seni, bir yenilginin öcü ardından koşturmasın.»
Sayfa 334Kitabı okudu
«Örnek bir insansın sevgilim,» diye düşündü. «Seni kusursuz, yanılgısız görmek isterdim ya, o zaman insanlık yönün yokolurdu.»
Sayfa 156Kitabı okudu
And olsun ki, İnsanoğlunu Biz yarattık... Nefsinin kendisine neler fısıldadığını iyi biliriz. Biz, ona şah damarından daha yakınız!...
KUR'ANI KERİM, Kaf Suresi, 16 ncı Ayet.
Sayfa 413Kitabı okudu
«Önün kavurga kavuruyor, ardın harman savuruyor. Bre ne günlere kalmışık da haberimiz yok.. Eskinin er kişileri gevşemiş, yürekleri balmumuna dönmüş. Ciğerlerine kentlerin pis havası dolmuş.»
Sayfa 354Kitabı okudu
«Evet. Onları anlayan ve seven kişiler için kitaplar çevreye büyülü bir hava yayarlar. Kitaplarda yalnız zamanın değil, hayat da dahil olmak üzere her şeyin sırrı vardır. Bütün kitapların en gelişmiş cildi, Allah katındadır. Yaratan'ın insanlara bahşettiği zekâ, aydınlatıcı ve öğretici, arıtıcı ve yükseltici gücünü kitaplara aktarmıştır. Düşün bir kere... Yüzyıllardan beri insanoğlunun kaydetmiş bulunduğu bütün gelişmeler ve vardığı bütün sonuçlar kitaplarda yazılıdır. İnsanoğlunun nihai hedefini kitaplar gösterir. Her kitap içinde düşünmeyi, görmeyi ve anlatmayı bilen kişilerin ölümsüzleştiği küçük bir dünyadır...»
Sayfa 212Kitabı okudu
«Ordumuzun en yüksek rütbeli Emirinden en genç Haşer erine (*) kadar kime sorsak, düşmanla açık arazide karşılaşmayı yeğ tutacaktır. Bunda şaşılacak bir şey yok... Milletçe biz, uçsuz bucaksız bozkırların, ormanların ve dağların çocuklarıyız. Gözümüz ve gönlümüz hürriyete, geniş ufuklara alışıktır. Hayallerimizin sınırlanması, çerçevelenmesi bize tutsaklık gibi gelir. Kentleri bu yüzden sevmeyiz.»
Sayfa 229 - (*) Haşer eri - Selçuklularda, Sultan'ın emriyle, savaş sırasında orduya katılan yardımcı asker. Çoğu zaman Türkmen boylarının dikbaşlı, eğitim görmemiş atlıları.Kitabı okudu
Taraflardan her ikisi de Yaratıcı'nın kendi dillerindeki adını anıyor ve O'nun adına vuruştuklarını iddia ediyorlardı: ALLAH ALLAH ve DIEU LO VULT sesleri birbirine karışıyordu. Tıpkı insanoğlunun ilk kurban etlerini yakması sonunda göğe yükselen zifirli, siyah dumanlar gibi, çağın gereği olarak Tanrı yoluna kurban edilenlerin taze kanlarından tüten buharlar da göğe yükseliyordu.
Sayfa 371 - Dieu Lo Vult: Tanrı böyle istiyor.Kitabı okudu
Metin ol... Güvenilir bir tek dostun varsa, en azından yaşamaya devam edecek kadar güçlüsün demektir.
Sayfa 428Kitabı okudu
Rainald, kendi kendine konuşur gibi, tekmelediği askere bakarak devam etti:
«Az önceki yüz ifadesini gördün değil mi şunun? Masum bir çocuk gibiydi tıpkı! Çatlayana kadar içmiş, yemiş, kusmuş, yine içip sızmış bir çocuk düşünebilir misin Adam? Bu serseri nasıl etmişse etmiş, günahsız bir çocuğun yüzünden ifadesini çalmış ve maske gibi kendi suratına takmıştı. İğrenç herif... Bak... Şimdiki suratı daha iyi yakışmıyor mu ona? Bak, bak... Şu ekşi, pis surata bak.»
Sayfa 345Kitabı okudu
Nefret ve kin yarası bir kez deşilmiş, bağnazlığın ve mesnetsiz kan düşmanlığının giriştiği hoşgörü katliamı başlamıştı. Bulaşıcı hastalıkların en korkuncu olan kin, belki insanlık tarihinin sonuna kadar yüreklerde yanacaktı.
Sayfa 412Kitabı okudu