Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Olsa Dükkan Senin

İstiklal Akarsu

Olsa Dükkan Senin Sözleri ve Alıntıları

Olsa Dükkan Senin sözleri ve alıntılarını, Olsa Dükkan Senin kitap alıntılarını, Olsa Dükkan Senin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizim zamanımızda özel okullara öyle ha deyince giremiyordunuz , değerliydiler , müstesnaydılar , onun da bir sınavı vardı. Tonla para verip okumak için bile en az beş yüz bin yaşıtınızı ekarte etmeniz gerekiyordu. Çok çalıştım... Bok çalıştım... Hiç çalışmadım. Dersi derste dinleyen tarihteki ilk öğrenci ben olabilirim. Eve gidince bırakın ders çalışmayı ödev yapmayı , ertesi güne kadar çantamı görmüyordum bile.
Reklam
Kopyanın tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Hatta kopya insanlıktan bile eskidir.
Şu fani dünyada herhangi bir şeye ihtiyacım olduğunda yanımdaki dostlarımdan ve arkadaşlarımdan bir tek cümle duymak istedim , bir tek cümlenin hasretiyle yandım tutuştum , helak oldum , derbeder oldum : Ne demek dükkân senin! Ama o sahte arkadaşlardan , o yalancı dostlardan , o zalimlerden , o kadir kıymet bilmeyenlerden , o vefasızlardan tek bir cümle geldi : Olsa dükkân senin!
" Sevdiğini serbest bırak , dönerse senindir , zıplıyorsa delidir , çömeldiyse dokunma. "
Çok nadir gülerdi , tüm nadir gülenler gibi gülüşü muhteşemdi.
Reklam
Hani beni seviyordu bu kız , yani ben öyle düşünüyorum , belki de hiç sevmedi beni. Belli ki olay Sevgili Yılmaz Erdoğan'ın dediği gibiydi : '' Ben onun beni sevebilme ihtimalini sevmiştim. ''
Bütün hafta sonunu evde geçiriyorum , odama kapanıyorum , ailem bile halimden endişe ediyor , kapıdan sesleri duyuyorum. '' Hanım ne oldu bu çocuğa , niye dışarı çıkmıyor? '' '' Valla ben de bilmiyorum , ders çalışıyor herhalde. '' '' Dur anahtar deliğinden bakayım. '' '' Ne yapıyor? '' '' Boş boş tavana bakıyor. '' '' Allah Allah , tövbe estağfurullah! '' İlk iş anahtar deliğini peçeteyle kapattım ben , bu ne yav , özel hayatımız yok mu kardeşim! Ailem yanılıyordu , evet tavana bakıyordum ama '' boş boş '' bakmıyordum , öyle dolu bakıyordum ki neredeyse tavanın boyası sıvası dökülecekti , iki günde eskittim tavanı.
Çok tehlikeli bir yaş bu , Allah hepimizi korusun on dört buçuktan. Hormonlar vücudun dört bir yanını sarmış , ergenlik hormonlarından ve sivilcelerinden nefes alamıyorum. Vücut bir Arap atı olmuş dört nala bir meçhule koşuyor , nereye koşuyorsun lan bir dur da diyemiyorsun. Doğa kanunu bu , her türlü kanundan öte , değiştirilemez.
Ama gel de anana babana anlat bunu. Bırak on dördü , yirmi dördü , otuz dört yaşındaki adama çocuk diyorlar , elalemin içinde insanı rezil ediyorlar. Hani anne baba olmasalar çekeceksin bunları kenara , '' Lan oğlum ne çocuğu , ebendir çocuk! '' diyeceksin ama olmuyor , bizde anaya babaya saygı var sevgi var. hadi hepsini geçtim korku var , baban kafayı koyar , annen terlikle girişir sonra al başına belayı. Yok şiddete hiç gerek yok , konuşarak anlaşmak lazım , bu anne baba hem kutsal hem de tehlikeli varlıklar.
Reklam
Şu fani dünyaya nefes almak ve börek yemek için gelen ben , yemek saatinin gelmesini istemiyordum düşünün. Resmen kıyamet alametiydi bu. Ben ve yemek ilk defa ayrı düşmüştük , bu şerefsiz ortam yemekle arama girmişti , nifak sokmuştu.
Az önce kibarlıkta bir çağı kapatıp yeni bir çağ açan , şiir gibi konuşan adam gitti , yerine daha dün evrimini tamamlamış , maymundan değil ayıdan gelmiş , öküze doğru evrilmiş bir adam geldi.
Etrafımda geleceğin para babaları fink atıyor , ben ise geleceğin orta sınıf bireyi , esnaf çocuğu olarak sırıtıyordum.
Özel okul çok enteresan bir mekan. Bir kere mezun olduğum devlet okuluyla zerre alakası yok. İlkokuldaki arkadaşlarım daha ben gibiydi , ailesi aileme , tipi tipime , çantası çantama benziyordu. Ama özel okuldakiler farklıydı. Misal ilkokulun gürbüzü ben , hadi kendime torpil yapmayayım ayısı ben , öküzü ben , yeni sınıfımda orta boy sokak kedisi gibi kalmıştım. Hepsi doğduğu andan beri mama+vitamin+köfte yedikleri için insan sıfatından çıkıp böyle bir gergedan , bir zürafa sıfatına bürünmüşlerdi , ben yanlarında devede kulak gibi kalmıştım.
Bizim zamanımızda önce ÖSS sonra ÖSYS vardı , biri seçme diğeri yerleştirme sınavıydı. Yani ÖSS ile öğrenci seçilir , ÖSYS ile Öğrenci(ye) yerleştirilirdi. İlk sınavı başarıyla geçmiştim , artık yerleştirilmeye hazırdım. Bu sınav hayatımın belki de en önemli sınavıydı. Boru değil on iki sene okul okumuş , dershanelere milyarlar ödenmiş , bin türlü sıkıntı çekilmiş ve bu güne gelmiştim. Şimdi bakıyorum da hayat ne zormuş lan , ergenlikle mi baş edeyim sınavlarla mı boğuşayım , kız mı kovalayayım test mi çözeyim , sivilce mi sıkayım yanlış şıkkı mı eleyeyim? Şimdi insanın önündeki takribi elli yılı etkileyecek , geride bıraktığı on yedi yılı da silip süpürecek üç saatlik bir sınavın saçmalığı ayrı bir yazının konusu. Ben izin verirseniz şu hayati sınava yoğunlaşayım , yanlış şıkları eleyip doğru cevabı bulayım.
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.