Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ölü Canlar

Nikolay Gogol

Sayfa Sayısına Göre Ölü Canlar Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Ölü Canlar sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Ölü Canlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hanin altında ip, eyer, ekmek gibi şeyler satılıyordu. Köşedeki dükkan çay ocagiydi. Penceresinden, kırmızı bakır bir semaverle, kendi yüzü de bakır kadar kırmızı olan çaycı görünüyordu .Eğer çaycinin katran gibi simsiyah sakalı olmasaydı uzaktan bakılınca iki semaver var sanılırdı .
Penceresinden, kırmızı bakır bir semaverle ,kendi yüzü de bakır kadar kırmızı olan çaycı görünüyordu. Eğer çaycının katran gibi simsiyah sakalı olmasaydı uzaktan bakılınca iki semaver var sanılırdı.
Sayfa 22
Reklam
Hanin dişi da içi gibiydi. Geniş ve iki kattan oluşuyordu .Birinci kat, sıvası yapılmamış , ilk yapıldığı zamanki kirliliği kötü hava şartlarından ötürü daha da artmış, kapkara koyu kırmızı tuğladan inşa edilmişti .Üst kat ise eskiden beri sarıya boyanirdi.
Yeni gelen beyefendi odasını incelerken eşyaları getirildi. Önce ilk kez yolculuğa çıkmadığı belli olan oldukça yıpranmış beyaz deri bir bavul geldi. Bavulu, eski bol redingotunu giyinmiş , asik suratlı , kocaman ağızlı , iri burunlu bir adam olan uşak Petruska getirmişti .Bavulun arkasından maun bir sandık , çizme kalıpları ve mavi kâğıda sarılı kızarmış bir piliç geldi. Bu işler bitince arabacı Selifan, ahıra atlara bakmaya yollandı .Sonra bu bakımsız yere hancidan güç bela alabildiği, üç ayaklı karyolayi getirerek duvara dayadı , üzerine de pide gibi ince ve sert yatağını serdi.
Yeni gelen yolcu kasketini çıkardı, atkisini çözdü ve yemek istedi. Ona , bu gibi hanlarda her an bulunan sıradan yemeklerden getirdiler. Yolcular için uzun zamandır saklanan, geçici yolculara verilen lahana çorbası, nohutlu beyin, lahanalı sosis, kızarmış tavuk, hıyar turşusu, sıradan pastalar...
Dolandırıcı bir adam mıdır ? -Ah ! Hem de nasıl, alçağın tekidir !
Sayfa 23
Reklam
Bu beyefendinin tavırları onun ağırbaşlı biri olduğunu gösteriyordu. Burnunu gürültülü bir şekilde silmesi ve sumkurerek boru gibi ses çıkartması bütün dikkatleri üzerine çekiyordu. Bunu nasıl yaptığı ise anlaşılmıyordu. Yolcumuz yemekten sonra kahvesini içti ve sırtını, içi ancak Rus hanlarında rastlanan, yün yerine tuğla veya kaldırım taşına benzer sert bir maddeyle dolu yastığa dayayarak sedire kuruldu. Hemen esnemeye başlayınca, odasına çıktı ve iki saat kadar uyudu. Iyice dinlendikten sonra garsonun ricası üzerine otel fisine mesleğini, isim ve soyadını ve nereye gittiğini yazdı. Garson merdivenlerden inerken heceleyerek şunları okudu. " Pavel Ivanovic Cicikov, Sivil Danışman, toprak sahibi, isleri için yolculuk ediyor. " Garson yazıyı okurken, Pavel Ivanovic Cicikov kenti dolaşmaya çıktı ve kenti çok güzel oldu. Öteki kentlerden aşağı kalır yanı yoktu hani .
Merdivenleri garsonun koluna hafifçe dayanarak çıktı. Masasının başına geçip cebindeki afişi çıkardı ve muma yaklaştırıp, sağ gözünü kısarak okumaya başladı.
Bir polis memurundan kiliseye, mahkemeye ve valiliğe nasıl gidileceğini öğrendikten sonra şehrin ortasından akan nehri seyretmeye gitti. Yolda, odasında rahatça okuyabilmek ıçin, duvara asılı olan bir afişi yırttı , dosdoğru kaldığı hana gitti.
ilginç :)d
Bu dünyada şişmanlar işlerini becermeyi ,zayıflardan daha iyi biliyorlar. Zayıf memurlar oradan oraya sürülürler ,sıradan basit bir hayatları vardır. Halbuki şişmanlar hiçbir zaman önemsiz işlere girmezler
Sayfa 27
Reklam
Bundan sonra aynanın önüne geçip gömleğini giydi, burun deliklerinden taşan iki kılı kopardı ve kırmızı parlak elbisesini giydi. Giyindikten sonra arabasına binerek ziyafetin verileceği yere gitti.
Hoşuna giden ,okuduğu şey değil ,okumanın ta kendisiydi.
Sayfa 31
Sevgili 1k okuyucuları
Konusu ne olursa olsun kitap okumaya bayılırdı.
Sayfa 31
Bir haftadan beri beyefendi, öğle ve akşam davetlerine gidiyor ve oralarda pek hoş vakit geçiriyordu. Sonunda ziyaretlerini kentin dışında da yapmaya, çiftlik sahibi Manilov ile Sobakiyevic'e verdiği sözü yerine getirmeye karar verdi. Belki de onu bu işe sürükleyen daha ciddi daha önemli ve daha derin nedenler vardı. Okuyucu, sabredip de sona doğru gittikçe genişleyerek, süslenecek hikâyemizi okursa bütün bunları öğrenecektir.
İnsan öyle bir yaratıktır ki nerede olsa oraya hemen uyum sağlayabilir.
Sayfa 36
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.