"İngiliz'in kelimeleri kalbin ve hayatın derin bilgisini yansıtır. Onun ardından oynak, havai hafif pırıltılı Fransız'ın kısa ömürlü dili gelir, herkesin pek anlayamadığı, uzun uzun tasarlanan cümlelerle konuşur Alman ama hiçbir ulusun sözü yerli yerinde, tam kalpten çıkmış, canlı bir Rus sözünü tutmaz."