Ölü Kadınlar Memleketi
Burçe BahadırÖlü Kadınlar Memleketi Gönderileri
Ölü Kadınlar Memleketi kitaplarını, Ölü Kadınlar Memleketi sözleri ve alıntılarını, Ölü Kadınlar Memleketi yazarlarını, Ölü Kadınlar Memleketi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sanki kendini tekrarlamaktan başka becerisi olmayan bir yönetmenin çektiği bir filmin içindeyiz hepimiz. Sanki uyuşturulmuşuz. Gerçeği göremiyoruz, anlayamıyoruz.
Sayfa 12Kitabı okudu
.... aslında hiçbir şeyin değişmediğini, bütün olanları kendisinin yanlış anladığını hayretle fark ediyor. Bir insan bu kadar yanılabilir mi? Sanki yeni çözmeye başladığını sandığı bir alfabeyi aslında bambaşka şifrelerle okuduğunu anlıyor. O işaret aslında bu demek değilmiş, o harf böyle okunmuyormuş. Seda'nın şefkat sandığı aslında Haluk'un kibiriymiş, Seda'nın ilgi saydığı Haluk'un kıskançlığıymış, Seda'nın aşk diye kandığı aslında Haluk'un kendi gücünü sınamasıymış...
Kadının ne istediği, mutlu olup olmaması elbette yeterli bir sebep değil Hamit için. Kendi noksanlığı da ancak kendisinin onaylaması durumunda geçerlilik kazanıyor. (...)
Aldatılmak, yok sayılmak, sevilmemek, kurtulmak istenen biri olmak önemli değil bu adamlar için. (..) Yeter ki kadın terk edip gitmesin. Sevdikleri kadının yokluğuna dayanamayacakları için değil çoluk çocuğa kim bakacak, elalem ne diyecek, evi kim hale yola koyacak... Elbette en hakim duygu 'benim malım nereye gidiyor?'
'Namusun için yaşayacaksın' demişti anası. 'Namusunu koruyamazsan hayatın mahvolur, seni alacak bir Allah'ın kulunu bulamazsın'
Bunu adı gibi, evinin adresi, Ferdi Tayfur'un şarkıları, kendini bildiği günden beri odasında duran halının desenleri gibi belledi Suna.
Otuz yıl evli kaldım, dayak yemediğim bir gün bile olmadı, diyor, 'bir gün bile mi, diye soruyorum. Belki mübalağa etmiştir, lafın gelişi söylemiştir diye. Bir gün bile yok, diyor. Evlendikleri gün dövmeye başlamış adam. Kocası ile çekilmiş bir fotoğrafı gösteriyor bana, fuar gibi bir yerdeler, plastik sandalyede oturmuşlar. Suna hanım belli belirsiz gülümsemiş. Neden hala yanında tutuyorsun bunu, diye soruyorum, fotoğraftaki adamın çatık kaşlarına, kadının omuzunu kavrayan parmaklarına bakarak. İyi günlerimiz de vardı, o benim için bir babaydı, diyor. 'Baba'dan ne anlıyor merak ediyorum.