Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Oluş ve Bozuluş / Kitâbu'ş-Şifa

İbn-i Sina

Oluş ve Bozuluş / Kitâbu'ş-Şifa Gönderileri

Oluş ve Bozuluş / Kitâbu'ş-Şifa kitaplarını, Oluş ve Bozuluş / Kitâbu'ş-Şifa sözleri ve alıntılarını, Oluş ve Bozuluş / Kitâbu'ş-Şifa yazarlarını, Oluş ve Bozuluş / Kitâbu'ş-Şifa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Âlemin en temel parçaları kaçınılmaz olarak yalındır.
Dediler ki: kendisinde boşluk olmayan ne çoğalabilir, ne de bölünebilir.
Reklam
Çünkü onlara göre boşluk ancak iki doluluk arasındaki ayrışımıdır.
" Her bir oluşan şeyin bedenini yöneten kuvvetinden aldığı bir asıl vardır. Fiilinin sonlu olmasından dolayı zorunlu olarak bu da sonlu cisimsel bir kuvvettir. Şayet sonsuz olsaydı, madde ancak, yaşlığı çözen dışsal ve içsel sebepler ve çözülene bedel olanı engelleyen sebeplerden dolayı yaşlığı belli bir süre korurdu. Bedeninin kuvvetlerinden her bir kuvvetin ve her bir maddenin bu ikisinden her birinin gerektirdiği aşılma ihtimali olmayan bir sınırı vardır. Bu sebepler gerektiği şekilde gerçekleşirse böyledir. Bu doğal ömürdür... "
Litera Yayıncılık
" (...) Göksel ulvi cisimlerin kuvvetlerini yaklaştıran ve uzaklaştıran göksel dairesel hareketler oluş ve bozuluşun ilk sebepleridir. Onların tekrarlanması da kaçınılmaz olarak oluş ve bozuluş zincirinin tekrarının sebebidir. Bu devir ve dönüş düzenini koruyan, onları birbirine bağlana ve terk edildiğinde yavaşlayıp etkisinde dengeli olmayacak derecede hızlandıran hareket, ilk harekettir. Bu anlamı açıklamak için deriz ki: Şayet yıldızların/eğimli hareketi olmasaydı, etki bir yönden tek bir bölgeye has olur, oradan uzak olan (bu etkiden) azade olur, ona yakın olanlar orada benzeşirlerdi. Bu durumda burada baskınlık o yıldızın gerektirdiği tek bir niteliğin olurdu. Şayet bu (nitelik) sıcak olursa, yaşlık maddelerini yok edip yıldızların karşısındaki cisimleri sadece ateşsel olana dönüştürürdü. Bu durumda havasal oluşumların kendisinden oluştuğu karışım olmaz, bitkisellikten hiçbir şey onu o şey yapan olarak sabit olmazdı. Aksine bir kısım yıldızın çoğunlukla karşılık geldiği nitelik, bir kısım da çoğunlukla karşılık gelmediği ona zıt bir nitelik, orta bir kısım da orta bir nitelik oluşurdu. Bu durumda bir meyil/eğim konumunda devamlı şiddetli yaz, diğer bir meyilde devamlı şiddetli kış, diğerinde devamlı ilkbahar veya sonbahar olur. İlkbahar ve sonbahar meylinde olgunlaşma tamamlanmaz, kışın donukluk, yazın devamında da yanma meydana gelirdi. "
Litera Yayıncılık
Birisi gözlemlediğinde, tesadüf eder...
" (...) Birisi gözlemlediğinde toprağın mekanında oluşan bitki ve hayvanların topraktan, sudan ve havadan türediğine ve onların varlığının zorlanmış olanların birleşmesiyle tamamlandığına tesadüf eder. Toprak oluşan şeyin şekillendirme ve düzenlenmesinde yapışkanlık ve koruma sağlar; su oluşan şeyin düzenlenme ve şekillendirmeyi kolaylıkla kabulünü sağlar. Suyun cevheri akıcılığından sonra toprakla karışımından korunur; toprağın cevheri de suya karışarak dağılmaktan korunur. Hava ve ateş bu ikisinin unsurluğunu kırar ve onlara bileşme itidali kazanır. Hava genleşerek aralıkların varlığını sağlar; ateş ise zorlar, pişirir ve bir araya getirir. "
Litera Yayıncılık
Reklam
Taksim-Bilinen-Parça (Bütün)
" Taksimin kendisi (bilinen) varlığı takip eder. Bir şeyi akıl taksim ettiğinde, sonra da (bu taksimini varlığa delalet ettiği söylendiğinde (taksim) ondan daha açık olmaz. "
Litera Yayıncılık
" Duyulur olan durumları tanımlayışımız eksik tanımlarla tanımlayıştır. Gerçekten duyulur ile kastettiğim algılanması duyulur bir aracı ile veya bir araz ile olmayandır. Ona bir tanım veya isimlerin şerhleri verme gereği duyduğumuzda, belki de gerçekte mahiyetinden bir şeye delalet etmeyen, aksine onun gerektirdiği durumlara delalet eden bir takım izafet ve değerlerle onu tanımlar veya tasvir ederiz/betimleriz. "
Litera Yayıncılık
" Toprak, durumundan kuru yalın olduğu açık olan bir cisimdir. Onunla karılma sonucu her cisim kuru olur. Suyun durumundan onun yaş soğuk olduğu açıktır. Onunla karılım neticesinde başkası yaş soğuk olur. Havanın durumundan onun nemli yalın olduğu açıktır. Ateşin durumundan onun sıcak yalın olduğu açıktır. Fakat toprağın doğasında aynı zamanda soğukluk da vardır. Çünkü o doğasına terk edildiği ve güneşin veya başka bir sebebin ısıtması da ondan giderildiği zaman, ona dokunulduğunda soğuk bulunur. Yabancı bir sebeple ısınır, nasıl ısınmasın ki, ağırlık sıcaklığa uymaz. Kendisinde topraklığın baskın olduğu bütün cisimlerin bedenleri soğuktur. (...) Şayet (sıcaklık) feleğin hareket ettirmesi sebebiyle ise, bir şeyin kendisine iliştiği bu cismin kendisinin cevheri nedir? "
Litera Yayıncılık Sıcaklık-Hareket- (döngü) Sayfa: 144 ve 156
" (...) Cevher olmayanın bilkuvve cevher olması mümkün değildir. "
Litera Yayıncılık
Reklam
" Her bir ana element; türü yönünden, örneğin su olması bakımından, bir sıfatla doğal bir cisim olur; ikinci yetkinliği yönünden de, örneğin bilfiil soğuk olması bakımından, tam olarak alemin asıl unsurlarından (rükün) bir unsur olur; karışımla azalması yönünden de bileşikte bir ana element (ustukus) olur. Parçalar daha da küçüldükçe mizaca/karışıma daha yatkın olurlar... "
Litera Yayıncılık
" Doğa zikredilen nitelik olmayıp aksine onun ilkesidir. "
Litera Yayıncılık
" Ana elemenlerden her birinin kendisini o yapan cevhersel bir sureti vardır; bu cevhersel surete nitelik, nicelik ve yer kategorisinden yetkinlikler ilişir. Böylece her bir cisim bu suretler yününden soğuk ve sıcak, suretle birlikte olan maddesi yönünden de kuruluk ve yaşlılıkla, doğal nicelikten bir miktarla, doğal hareket ve doğal durağanlıkla özelleşir. Dolayısıyla bu suretten o cismin özüne kuvvetler yayılır ki bunların bazıları edilgin olana kıyasla ona aittir, doğal sıcaklık ve soğukluk gibi; bazıları şekil için fail olana kıyasla ona aittir, doğal kuruluk ve yaşlık gibi; bazısı da onu kuşatan cisimlere kıyasla olur, doğal hareket ve durağanlık gibi. Doğası üzere olduğu ve engellenmediği durumda suyun (aşağı doğru) akması gibi, doğası üzere olduğunda ve bir engelle engellenmediğinde suyun cevherinden soğukluk taşar. Bu niteliği bazen bir zorlayıcı ile kaybeder ve ısınır. Kendisinde yabancı bir meyil doğuan yukarıya doğru bir zorlayıcı ile onun (aşağıya doğru) hareketini kaybetmesi gibi... (...) Şayet duyularla algılanan soğukluk su olmaklığın sureti olsaydı, su olmaklık kaynamakla suretini kaybederdi; halbuki durum böyle değildir. Aksine o kaynama anında da sudur. Aynı şekilde, şayet duyularla algılanan yaşlık suyun sureti olsaydı, donuk olanın su doğasından ve suretinden çıkmış olması veya başka bir ana element ya da bileşik olması gerekirdi. Halbuki o bunlardan hiç biri değildir. Şayet bilfiil meyil suyun sureti olsaydı, yukarı doğru yönelen su yönelme ayrıldığında meyli bitmiş olur ve bu durumunda ya su olmaklık suretini kaybederdi, ya da onda her biri bilfiil olan yükselen ve alçalan iki meyil bir arada olurdu. "
Litera Yayıncılık
" (...) Görme duyusu idrak gücünün son sınırında olsaydı, bu insan ette su, toprak, ateş ve havayı ayırt edilmiş olarak görürdü. Bu durumda da et gerçekte et olmaz, aksine diğer bir insana rağmen bir insanın görmesi nedeniyle (et olurdu) Yine onlar dediler ki, birisi bozuluşa uğradığında veya ikisi bozuluşa uğradığında, ne bozuluşa uğrayanlara imtizaç etmiş/ karışımı demek doğru olur, ne de bozuluşa uğrayan ve uğramadan kalana. "
Litera Yayıncılık
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.