Sanki asıl mesele ölen değildi de, kalanların çektikleriydi. İnsanın asla kendisini bir ölünün yerine koyamadığını düşündü. Ne olursa olsun, geride kalanların gözüyle bakıyordu olan bitene.
Yine de nasıl oluyorsa arada bir kimin uydurduğu bilinmeyen bir dedikodu kasabaya yayılıyor, başı kesik bir tavuk gibi birkaç tur attıktan sonra ölüp gidiyordu.