Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ortaçağda Büyü

Richard Kieckhefer

En Beğenilen Ortaçağda Büyü Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Ortaçağda Büyü sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ortaçağda Büyü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nekromanlar demonların onuruna diz çöküyor ve yüzükoyun yere uzanıyor, onlara itaat sözü veriyor, onurlarına tılsımlı şarkılar söyleyerek kendilerini onların hizmetine adıyor ve yalnızca hayvanların kanını değil kendi kanlarını da bir tür kurban olarak onlara sunuyorlardı. Demon büyüsü temrinlerinde bir çeşit riyazet de uyguluyorlardı: Oruç tutuyor, kendilerini suya batırıyor, demonları onurlandırmak için cinsel perhiz yapıyorlardı. Demonlara gösterdikleri hürmetin nişanesi olarak sırf beyaz ya da sırf siyah giyiniyorlardı.
Sayfa 235-236Kitabı okudu
Astroloji gibi simya da kapsamlı malumat gerektiren bir okült bilgi biçimidir. Astroloji gibi o da antikçağda ortaya çıkmış, Bizans'ta ve İslam dünyasında gelişmiş, ama Batı'da da, 12. yüzyılda Arap kaynakları tercüme edilinceye dek kısmen var olmuştur. Chester'li Robert 1144 yılında bir simya eserini Latinceye çevirince, Avrupalılar da bu konuda ulaşabilecekleri ilk metne sahip olmuşlardır. Batılılar, hem onun hem de dönemin diğer tercümanlarının sayesinde, kimyanın ve simyanın, "alkali," "neft," "alkol," "iksir" gibi temel Arapça terimlerine ve "simya" teriminin kendisine kısa sürede alışmışlardır. Simyanın esas amacı kurşunu ya da diğer baz metalleri altın ya da gümüşe dönüştüren iksiri ya da "felsefe taşı"nı keşfetmektir.
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
Kişi eğer her gezegenin ve yıldızın kimliğini ve konumunu bilirse, onun etkisinin derecesini de büyük ölçüde tahmin edebilirdi. Öte yandan bu etkinin doğası her yıldız ve gezegenin özünde mevcuttu, yoksa onun gökteki konumuyla ilintili bir şey değildi. Her yıldızın kendine has bir doğası, etkileri ve etki alanları vardı. Ay kadınsı ve suya benzer (bu nedenle de soğuk ve nemli) bir yapıdaydı ve özellikle kişinin çocukluğu süresince güçlü bir etkiye sahipti; ayrıca delilikle lunacy, delilik, cinnet anlamına gelir) ve iffetle bağlantılı görülürdü. Venüs kadınsı, havaya benzer (bu nedenle de sıcak ve nemli) bir yapıdaydı, özellikle ergenlikte güçlüydü ve şehvetle ilişkilendirilirdi. Bütün diğer gezegenlerin de kendilerine has birtakım özellikleri vardı.
Sayfa 191Kitabı okudu
Kim ki bu Tanrı isimleri dizisini üzerinde taşır da her gün onlara bakarsa kılıçtan, ateşten ya da sudan zarar görmeyecek ve savaşta yaralanmayacaktır.
Sayfa 125Kitabı okudu
duaların üç kez okunması Teslis e gösterilen saygının işareti
Elkitapları ve kılavuzlarda genelde duaların üç kez okunması tavsiye edilir; bunu olaya büyüyle ilgili bir nitelik katma çabasının ürünü olarak algılayabiliriz, ama üç rakamı Teslis'te de mevcuttur ve şifa verme işleminde de duanın üç kez okunması Teslis e gösterilen saygının işareti olabilir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Tanrı'ya yakarma ve şeytan/cin kovma (exorcism), kutsal su ve tasvirler gibi "ayin nesnelerinin" kullanımı, röliklere gösterilen saygı, mucize beklentisiyle hac mekânlarını ziyaret etme -bütün bu dini formlar modern bir göze büyüden farksız görünebilir.
Reklam
Bu Ay mevzusu önemli
Gökyüzünün ayrıntılı bir şekilde gözlemlenmesine dayanan bilimsel astroloji 12. yüzyıla dek Avrupa'da pek bilinmez, ama popüler astroloji hep mevcuttur. Popüler astroloji genelde diğer gök cisimlerinin hareketinden çok Ay'ın evrelerini dikkate alırdı ve hunun sebebi belki de çok basitti: Ay çok daha kolaylıkla görülebiliyor ve buna bağlı olarak da hareketleri çok daha kolaylıkla izlenebiliyordu.
Sayfa 138Kitabı okudu
Dualı büyü
Dünyanın başlangıcında (...) büyüyüp çoğalmaları için yeşil bitkilere emretmiş olan Tanrım, sana alçakgönüllü ve niyaz eden dualarımızı gönderiyoruz ki sen, tıbbi niyetlerle toplanan bu bitkileri adınla kutsayıp, mübarek kılabilirsin ve böylece onlardan yapılmış iksirleri içen ya da merhemleri süren ya da onları yaralarına koyan insanlar bedenen ve zihnen şifa bulabilir.
Sayfa 114Kitabı okudu
Germen mitolojisinde tanrı Wotan
örneğin Germen mitolojisinde tanrı Wotan (ya da Odin) büyünün efendisiydi; büyülü Runik alfabe üzerinde güç sahibiydi ve bu alfabenin harflerini olağanüstü işler gerçekleştirmek için kullanabilirdi.
Eski inançların yeni dine eklenmesi olayı
Pagan kültürünün bazı unsurlarının yeni dine uyarlanması erken ortaçağda (evrensel değilse de) yaygın bir misyoner pratiğidir. Papa Büyük Gregorius (papalık dönemi: 590-604) İngiltere'ye gönderdiği misyonerlerine pagan tapınaklarını yıkmamalarını, onları kutsayıp Hıristiyan kilisesi olarak kullanmalarını, pagan şenliklerini yasaklamak yerine onlara Hıristiyan mânâlar yüklemelerini söylemiştir. Böylece misyonerler bizim büyü olarak adlandırdığımız şeyin unsurlarını, yarattıkları yeni kültürel senteze katmışlardır.
220 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.