Sayfa Sayısına Göre Ortadirek Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Ortadirek sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Ortadirek kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Orta güzden sonra yeller iyice azıtır. Döngele de. Ve döngelelerin rengi açılır altın sarısına keser. Toprağı sağlamca yapışmış, inat, kopmaz. Ama kökler iyice incelir. Orta güzden sonra esen ulu yeller toprakta dikili hiçbir döngele bırakmamacasına çabalar. Islıklar doldurur bozkır dünyasını. Yüzlerce binlerce döngele bozkıra ağar. Bozkır sarı, altın pırıltısına boğulur. Bozkır gün ışığına batar, balkır. Yalp yalp eder. Balkıyarak döner, savrulur. Döngeleler olmasa bozkır bozkır değildir.
Döngele bozkırın en önemli bitkisi, dikenidir. Yazın tatlı bir yeşildeyken dikenleri kadar kökleri de sağlamdır. Görünüşü bozkıra can verir, hayat bağışlar. Kuruyunca kökü zayıflar, dikenleri sertleşir daha da. Esen yellerin önüne düşer sonra.
Koca Halil der ki: "Bu toprak gibi yok. Telgraftan beter. Daya kulağını duyulmadık sesler duy. Bir çobanın kavalını duyarsın, dünyanın öte ucundan gelen. Bir türkü duyarsın, söylenmedik. Bir hoş, bir uğultulu. Çiçek yüklü bir türkü. Daya kulağını, bir günlük yol öteden giden atların nallarının sesini duy. Her adam toprağın sesini duyamaz. Kulak ister ona. Sesleri bir bir seçecek Koca Halil kulağı ister, düdüklerim..."
"Atı olan da, tarlası olan da, yerdeki karınca da, gökteki kuş da, ipek yatakta yatan da, kuru yerde kıvranan da, kuşsütü içen de, sen de ben de...
Uzun Ali gibi oğlu olan da kara toprağa karışıp, toz olacak Meryemce!"
"Vay ocağınız bata vay," dedi, "yakmışlarda kül etmişler bu güzelim ormanı. Yarıdan çoğunu yakmışlar. Vay ocağınız bata, ne istersiniz Allahın dağındaki ormandan? Ne istersiniz de batırırsınız? Sizden su istemez, ekmek istemez. Üstelik de tatlı tatlı kokar. Kurdun kuşun, garip yolcunun da sıtarası. Bizim gavurcuklar da birer ateş yakmışlar. Bir de kızınırlar ki..."
Muhtar duyuyor, duymamışçılıktan geliyordu. Kasabadaki, çiftlik sahibi Cemal Koşak Bey de öyle yapardı. Irgatların parasını vermediğinde, kulağının dibinde ırgatlar ona ana avrat ne kadar söverlerse sövsünler aldırmaz, "insan kısmı eğer bu dünyada yaşayacaksa geniş olmalı. Onlar ha sövsünler, de sövsünler, varıp da bizim avrada değecek değil ya, bizim avradın haberi bile olmaz," derdi. Doğru dosdoğruca bir laf!